Yaşı Küçük, İmanı Büyük Sahabi

Sahabiler

Cihat aşkıyla Uhud’a doğru yürürken ashâb-ı kiramı hayretler içinde bırakan küçüklerdeki iman kuvveti.

Uhud’da sayıları üç bini aşan küffar ordusuna karşı koymak üzere yola çıkmış olan dokuz yüz Müslüman içinde Semûre bin Cündeb de vardı. Yaşı küçüktü ama onun da azmi ve imanı büyüktü. Ne olursa olsun, din düşmanları ile çarpışmak, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e vaktiyle çeşitli eziyetler etmiş olan İslâm düşmanlarına karşı, küçücük avuçlarından hiç olmaz ise birkaç ok fırlatmak istiyordu. Bu kararı o kadar katî idi ki nasıl ok atacağının, bir kâfir ile karşı karşıya gelirse, onu nasıl yıkacağının daha evvel tasavvurlarını yapmış, arkadaşları ile sık sık güreşler tertip ederek, kendini bu iş için iyice hazırlamıştı.

SEN ÇOK KÜÇÜKSÜN

Ne çare ki boyu kısa, cüsse itibariyle de küçüktü. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri çocukları geri çevirirken, ona da Medine’ye dönmesini ihtar etmişti. Semüre’nin teessürü çok büyük oldu. Kendisini çeviren Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’den başkası olsa idi, kolay kolay dinlemezdi. Ama Allah’ın Rasûlü ona:

– “Medine’ye dön, sen çok küçüksün” demişti. Buna karşı gelinemezdi ki.

O anda Semûre şöyle bir teklifte bulundu:

– Ya Rasûlallah, dedi. Siz Râfi’yi geri çevirmeyip orduda bıraktınız. Halbuki ben ondan daha kuvvetliyim. Müsaade buyurur iseniz şu sıcak kumların üzerinde, onunla bir güreşelim, yıkamaz isem beni geri çeviriniz. Teklif kabul edildi.

Şimdi Uhud ordusu, Medine’nin kenarında, düzlükteki kumlar üzerinde çevirdikleri yarım ay şeklindeki bir halka ortasında, güreş seyrine dalmıştı. Hakikaten Rafi ile kucak kucağa güreşen Semûre, kısa bir müddet sonra arkadaşını kumlar üzerine yatırabilmişti. Kıvırcık saçlarından, aşağı doğru akan terlerini silmeden Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in önüne gelen Semûre, ellerini yanlarına salarak ayakta sessizce beklemeye başladı.

Bu bekleyişin manası sarihti (açıktı, gizli değildi). Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri:

– “Peki yâ Semûre, senin İslâm düşmanları ile çarpışacak kadar kuvvetli olduğuna inandım, sen de Rafi gibi orduda kal” buyurdu.

YAŞI KÜÇÜK İMANI BÜYÜK

Semüre’nin sevincine had yoktu. Koşa koşa Rafi’nin yanına giderek, onunla kucaklaşıp kol kola yola koyuldular. Ashâb-ı kiram da bu küçüklerdeki iman kuvvetini, cihat aşkını konuşarak Uhud’a doğru yürüdüler.

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları