Yarına Ne Hazırladığına Bak!

Kıssâlar

Hazırlığı ve azığı olmadığı halde çok uzak yolculuğa çıkmak isteyerek gece ve gündüzlerini geçiren, kullara hükmeden, âdil olan Rabbinin huzuruna çıkacak olanın hâli nasıl olur?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

“Ey îman edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr, 18)

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular:

“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)

İlk zâhidlerden Mâlik Bin Dinar şöyle demiştir:

Basra’da bayram namazı kılınan yere girdim. Mecnun Sa’dûn ile karşı karşıya geldim. Ona:

“Nasılsın?” diye sordum.

“Ey Mâlik! Hazırlığı ve azığı olmadığı halde çok uzak yolculuğa çıkmak isteyerek gece ve gündüzlerini geçiren, kullara hükmeden, âdil olan Rabbinin huzuruna çıkacak olanın hâli nasıl olur?” dedi ve hıçkırıklarla ağladı.

“Seni ağlatan nedir?” dedim.

“Vallahi dünyaya olan ihtirasımdan veya ölüm korkusundan ve belâdan dolayı ağlamıyorum. Ömrümden geçip giden ve içinde iyi amelimin bulunmadığı günlerime ağlıyorum. Yemin ederim ki, azık azlığı, gidilecek yerin uzaklığı, yokuşun çok dik oluşu ve henüz yolculuğumun cennete mi, cehenneme mi olacağını bilmeyişim beni ağlatıyor” dedi.

“İnsanlar senin deli olduğunu iddiâ ediyor” dedim.

“Sen de dünya çocuklarının aldandığına aldandın mı? İnsanlar beni mecnun zannediyorlar, ama benim deliliğim yok. Ancak Mevlamı sevmek, benim kalbime ve kanıma karıştı ve kanımla etimin içinde akıyor. Ben O’nun aşkından şaşkın ve yüreği yanık kimseyim” dedi. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân-21, Erkam Yay.)

Kaynak: www.2g1d.com