Yaman Ne Demek? Yaman Ne Anlama Gelir?

NE NEDİR?

Yaman ne demek? Yaman kelimesinin anlamı nedir? Yaman kelimesine örnek cümleler...

Yaman: Şiddetli, üstün, şaşırtıcı. Hoş olmayan, kötü, fenâ, korkunç anlamlarına gelmektedir.

YAMAN KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Müslümanların en yaman düşmanı olan ve her an fırsat kollayan yahûdî kabîleleri vardı. Daha önce dînî mâlumâta sâhip oldukları için mü’minlerle en fazla mücâdeleyi onlar yapıyor ve pek çok müşkilât çıkarıyorlardı. Bu sebeple Medîne’de inzâl buyrulan ilk sûre olan Bakara Sûresi’nde yahûdîleri
İslâm’a dâvet husûsuna büyük ehemmiyet verilmiştir. Umûmî olarak bütün insanları dâvet ettikten sonra, 40 ve 162. âyetler arasında 123 âyette husûsiyle İsrâîloğulları’ndan bahsedilmiş, neredeyse sûrenin yarısından fazlası onlara tahsîs edilmiştir. Burada gâh onlara hitâb edilmekte, gâh onlardan gâip sîgasıyla bahsedilmekte, gâh iddiâları reddedilmekte, gâh kendilerine bahşedilen nîmetler hatırlatılarak gönüllerinde îmân arzusu uyandırılmak istenmektedir.

*****

“–Ey Muhammed! Sen bizi savaşın ne olduğundan haberi olmayan Kureyşliler mi zannettin? Biz onlardan daha yaman savaşçıyız. Bizimle harb etmeye kalkıştığın zaman muhârebe nasıl olurmuş anlarsın!” dediler.

Cenâb-ı Hak şu âyeti inzâl buyurdu:

“O inkârcı kâfirlere de ki: «Siz mutlakâ yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fenâ bir döşektir.» (Bedir’de)
karşı karşıya gelen şu iki grubun hâlinde sizin için büyük bir ibret vardır...” (Âl-i İmrân, 12-13)121

*****

Ümmü Seleme -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz şöyle anlatır:

“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in vefât ettiği gün, çevresinde toplanıp ağlıyorduk. O gece uyumamıştık. Allâh Rasûlü evimizdeydi, O’na bakarak tesellî oluyorduk. Seher vakti kazma seslerini duyunca feryâd ettik. Mesciddeki cemaat de feryâd ü figân etti. Medîne tek bir çığlıkla sarsıldı. Hele Bilâl - radıyallâhu anh-’ın ezân okuyup da; «Eşhedü enne Muhammede’r-Rasûlullâh” diye Rasûlullâh’ın ismini söylerken hıçkırarak ağlaması teessürümüzü iyice artırdı. İnsanlar kabre girmek için hucûm edince içerdekiler kapıyı kapattı. O ne yaman bir musîbetti. Ondan sonra herhangi bir belâya uğradığımızda Rasûlullâh’ın vefâtını hatırlayarak o musîbete ehemmiyet vermezdik.” (İbn-i Kesîr, el-Bidâye, V, 256)