Vefat Eden Gencin Duası Kabul Oldu

Kıssâlar

Mâlik bin Dînâr'ın -kuddise sirruhû- naklettiği, samimi, ihlaslı, takva sahibi gencin ibretlik kıssası...

Mâlik bin Dînâr -kuddise sirruhû- anlatır:

Bir gün Mekke’ye gitmek üzere yola koyuldum.

Yolda bir genç gördüm. Gece karanlığı bastırınca ellerini semâya kaldırıp Rabbine şöyle yalvardı:

“Ey kulunun tâat ve ibâdetlerinden memnun olan, günahlarından ise zarar görmeyen Allâh’ım! Bana Sen’i memnun edecek ameller yapmayı nasîb eyle! Sana zarar veremeyen şu günahlarımı da bağışla!”

İnsanlar ihrâma girip telbiye getirdiler. (Lebbeyk nidâlarına başladılar.) Gencin telbiye getirmediğini görünce;

“–Sen niçin telbiye getirmiyorsun?” dedim.

Bunun üzerine genç (mahcubiyet içinde);

“–Ey şeyh! Telbiyenin; geçmiş günahlara, kayda geçmiş suçlara ve işlenmiş isyanlara ne faydası olacak? Ben Allâh’a;

«–Lebbeyk / Buyur Allâh’ım!» deyince O’nun bana;

«–Ne buyurması? Ben senin sözünü dinlemiyor, yüzüne dahî bakmıyorum!» demesinden korkuyorum. İşte bu yüzden (mahcubiyetimden ve perişanlığımdan dolayı) telbiye getiremiyorum.” dedi ve geçip gitti. Onu tekrar Mina’da görebildim.

Şöyle yalvarıyordu:

“Allâh’ım, beni bağışla! Allâh’ım! İnsanlar kurbanlarını kestiler, Sana yaklaştılar.

Benim ise canımdan başka kendisiyle Sana yaklaşabileceğim hiçbir şeyim yok. Canımı kurban olarak kabul et, yâ Rabbî!”

Bu duâdan sonra bir feryâd etti ve rûhunu teslim etti. (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, c. II, s. 250)

Azamet-i ilâhiyye karşısında hakikî bir nedâmet ve teslîmiyetin müstesnâ bir nişânesi!..

Mevlânâ Hazretleri de şöyle buyurur:

“Hacca gidenler, orada Kâbe’nin sahibini arasınlar. Eğer orada Kâbe’nin Rabbini bulabilirlerse (gönüllerini tecellîgâh-ı ilâhî hâline getirebilirlerse) bundan sonra Kâbe’yi her yerde bulabilirler.”

Yani her an Cenâb-ı Hak’la beraber olmanın lutfuna nâil olurlar.

Zilhicce ayında; huccac hac vazifesini edâ ederken, imkân sahipleri de Allah rızâsı için kurban kesip fukarâya ve mü’min kardeşlerine ikrâm ederek, Harem mıntıkasındaki büyük heyecana iştirak ederler. Bütün bu ibâdetler, Hazret-i İbrahim’in Allâh’a dostlukta mesafe alışının hâtıralarıdır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Mayıs, Sayı: 219