Üslup Ne Demek? Üslup Ne Anlama Gelir?

NE NEDİR?

Üslup ne demek? Üslup kelimesinin anlamı nedir? Üslup kelimesine örnek cümleler...

Üslûb: Yol, tarz, usûl, edâ, stil. Yazı veya yapış tarzı, kendine has ifâde tarzı anşamlarına gelmektedir.

ÜSLUP KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Şefkat ve merhametin mutlak menbaı olan Yüce Rabbimiz, kullarının Hak dîne çağrılmasında tâkib edilmesi gereken en müessir üslûbu şöyle beyan buyurmaktadır:

“(Ey Rasûlüm! İnsanları) Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle dâvet et ve (lüzûmu hâlinde) onlarla en güzel bir üslûpla mücâdele et...” (en-Nahl, 125)

*****

Tavsiye edilen bu ilâhî üslûbun tatbîki netîcesinde târihte nice dikenleşmiş rûhlar güle dönmüş ve zindan gibi sîneler nûra gark olmuştur.
Cenâb-ı Hak, Mûsâ ve Hârûn -aleyhimesselâm-’ı Firavun gibi hakîkaten azmış ve doğru yoldan sapmış bir insana gönderirken bile, yumuşak bir  üslûp kullanmalarını tavsiye etmiş ve şöyle buyurmuştur:

“Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, nasîhat dinler veya Allâh’tan korkar.” (Tâ-hâ, 44)

*****

Allâh Teâlâ’nın teblîğle vazîfelendirdiği peygamberler, gönül yapmaya geldiklerinden, insanlara hep gönül penceresinden bakmışlar, etraflarına  dâimâ muhabbet ve şefkat tevzî ederek nicelerinin hidâyetine vesîle olmuşlardır. Eğer onlar, bu güzel ve firâsetli davranışların aksine hareket etselerdi, netîcede, arada uçurum bulunan insanlarla irtibat tamâmen kopar ve nihâyet bu gibi kimselere Hakk’ı teblîğ etme imkânı zâyî olurdu. Bu da, ilâhî murâda ters düşerdi. Zîrâ Cenâb- ı Hak, kullarının, içine düştüğü bataklıktan kurtulmalarını istemektedir. Bunun için Hak Teâlâ, insanlık târihi boyunca, binlerce peygamber göndermiş ve en güzel bir üslûpla gönülleri tezkiye etmelerini onlara emir buyurmuştur. Yine aynı gâyeye mâtuf olarak insanlara lutfedilen ehlullâh da, insanların mânevî terbiyesinde bu nebevî üslûbu devâm ettirmişlerdir.

*****

Güzel ahlâkla kābil-i telif olmayan kaba, kırıcı ve sert bir üslûb ile yapılan hizmetlerinden hayır umulamaz. Bilhassa insanın rûhuna hitâb eden eğitim, irşad ve teblîğ gibi hizmetlerde, bu husus çok daha ehemmiyet arz etmektedir. Nitekim âyet-i kerîmede Fahr-i Kâinât Efendimiz’e ve O’nun şahsında bütün ümmete hitâben:

“(Ey Habîbim!) Allâh’tan (Sana gelen) bir rahmet sebebiyle, onlara yumuşak davrandın! Şâyet kaba ve katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz onlar,
etrâfından dağılıp giderlerdi...” buyrulmuştur. (Âl-i İmrân, 159)