Ümmetim İçin İstiğfâr Etmeyeyim mi?

İbadet Hayatımız

İslâm âlimlerinden Ali Ulvi Kurucu Hoca'nın Mescid-i Nebevî’de yaşadığı ibretlik hadise...

Mü’minler, kendi günahlarından tevbe etmenin yanında, diğer kardeşlerinin affedilmesi için istiğfar etmekle de emredilmişlerdir. Kur’ân’da meleklerin ve Allah Rasûlü’nün mü’min­ler için af dilediği haber verilmektedir.[1] Son devir İslâm âlimlerinden Ali Ulvi Kurucu Hoca Mescid-i Nebevî’de yaşadığı şu sevindirici hatırayı nakleder:

1991 senesinde Medîne-i Münevvere’de terâvih namazı kılıyorduk. İmâm Şeyh Eyyûb idi. Ürdün’lü yaşlı bir baba ile iki oğlu önümde namaz kılıyorlardı. İmam, bayâtî makâmında çok hazin bir sesle Şûrâ sûresinin başından okumaya başladı:

“Hâ. Mîm. Ayn. Sîn. Kaf. Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O yücedir, uludur. Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzündeki (mü’min)ler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok mağfiret eden, çok merhamet edendir.” (Şûrâ, 1-5)

ÜMMETİM İÇİN İSTİĞFÂR ETMEYEYİM Mİ?

İmâm 5. âyeti okuyunca önümdeki ihtiyar birden yere düştü… İki oğlu selâm verip yandaki bidondan zemzem getirdiler. Saftaki insanlar da “Acaba öldü mü?” diye endişelendiler. İhtiyar zât oğullarına; “Namazınıza devam edin!” diye eliyle işaret etti. Onu sağ tarafına yatırdılar. Birisi abasını çıkarıp başının altına koydu. İhtiyar durmadan ağlıyordu. Namaz bitince herkes:

“–Geçmiş olsun, geçmiş olsun!” deyip gittiler. Ben kaldım. İhtiyar, için için ağlamaya devam ediyordu. Yaklaştım:

“–Geçmiş olsun amca, hayırdır inşallah” dedikten sonra yavaşça ve nezâketle sordum:

“–Amca, âyet-i kerîmeden mi müteessir oldunuz? Hz. Ömer efendimize de böyle olmuştu. Birisi «Ve’t-tûr» sûresini okuyormuş, Hz. Ömer de böyle düşüp bayılmış.” Ben böyle deyince ihtiyar amca ağlayarak şu cevabı verdi:

“–Şeyh Eyyûb, «Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzündeki (mü’min)ler için mağfiret diliyorlar» âyet-i kerîmesini okurken baktım mihrapta Peygamber-i Zîşân Efendimiz (s.a.v) duruyor:

«–Melekler ümmetime dua ve istiğfar ederler de ben etmez miyim?» diyerek dua ediyordu… Gözümün önünde öylece tecellî edince dayanamadım, ayaklarım vücûdumu taşıyamadı ve yere yığıldım.”

[1] Mü’min, 7-9; Şûrâ, 5; Âl-i İmrân, 159; Nisâ, 64; Muhammed, 19; Münâfikûn, 5.