Türkiye'yi Neler Bekliyor?

ÜMMET

Uluslararası siyasi çevrelerin ve medyasının seçim öncesi ve sonrası yaklaşımlarının ardından, bu kritik süreçte bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında Türkiye’yi nelerin beklediği sorusuna cevap bulmaya çalışalım…

Gerek ülkemizde gerekse uluslararası arenada sonucu merakla beklenen 7 Haziran seçimlerini geride bıraktık. Türkiye’nin 8 Haziran sabahına nasıl bir siyasi tabloyla uyanacağı sorusu da böylelikle cevabını bulmuş oldu. Türkiye 13 yılın ardından yeniden koalisyon günlerine geri döndü.

Bundan sonraki süreçte gündemimizde, siyasi, ekonomik, toplumsal ve yakın coğrafyamızdaki gelişmeler karşısında ülkemizi neler beklediği sorusu olacak. Türkiye’nin hükümetsiz kalıp kalmayacağı, erken seçimin kapıda olup olmadığı, nasıl ve hangi koalisyon formülasyonlarının ete kemiğe bürüneceği ve tüm bu seçeneklerin muhtemel sonuçları ülke gündeminin ana eksenini oluşturacak gibi gözüküyor…

7 HAZİRAN SEÇİMLERİNE EN ÇOK İSRAİL SEVİNDİ

7 Haziran seçimleri öncesi en dikkat çeken hususlardan birisi uluslararası medyanın seçimlere olan ilgisiydi. Seçimlerden çıkan sonuçlar da yine büyük yankı buldu uluslararası arenada. Ak Parti’nin 13 yıl sonra ilk kez tek başına iktidara yetecek çoğunluğu elde edememesinin, Türkiye’nin eski koalisyon günlerine dönmesinin, seçim öncesi oluşturulan küresel koalisyon tarafından sevinçle karşılandığını söylemek mümkün. Başta Batı basını, İsrail, İran ve kimi Arap ülkelerinin medyasının 7 Haziran seçim sonuçlarını sevinç ve coşkuyla işlediklerini söylemek abartı olmaz.

İsrail, AK Parti’nin oy kaybetmesine en çok sevinen ülkelerden biri oldu. İsrail medyasında, “Erdoğan gitti, artık daha güçlüyüz” yorumları yer buldu. İtalyan gazetesi La Repubblica’nın, Erdoğan’ı kast ederek “Yeni bin yılın Selahaddin Eyyubi’si son metroda durduruldu” başlığını atması, sadece İtalya’dakinin değil Küresel Gladio’nun da ortak kanaati şeklinde okundu...

TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELER

Ortadoğu’da kartların yeniden karıldığı bir dönemde, seçimlerin ortaya çıkardığı tablo Türkiye açısından çok ciddi bir handikap oluşturacak gibi görünüyor. Bunda kuşku yok. Özellikle Suriye ve Irak’ta, ülkemizi de yakından ilgilendiren oldukça kritik gelişmeler yaşanıyor çünkü.

Öte yandan Batı ile Rusya arasında her geçen gün biraz daha gerilen ilişkilerden Türkiye’nin nasıl etkileneceği sorusu çok daha büyük önem kazanmaya başladı.

Türkiye’nin hem doğusunda hem batısındaki bu gelişmeler karşısında nerede duracağı, nasıl bir pozisyon alacağı sorularının bu denli önem kazandığı bir dönemde içerideki siyasi belirsizliğin hüküm sürmesi gerçekten kaygı verici...

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Temmuz 2015, 353. Sayı