Trump’la Gelen “Amerikan Baharı”

ÜMMET

Büyük umutlarla gelen Barack Obama geride hayal kırıklığı bırakarak, koltuğunu ne yapacağı öngörülemeyen, vaatleriyle kaygılandıran, zengin işadamı Donald Trump’a devretti. 20 Ocak 2017 tarihi itibariyle de Turmp’lı dönem resmen başladı.

Dünyada soğuk savaş rüzgâr­larının çok sert estiği, endişelerin küresel düzeyde tavan yaptığı bir dönemde Trump liderliğindeki ABD yönetimi bu endişeleri izale edebilecek mi? Yoksa dünya daha gergin, daha istikrarsız bir hale mi gelecek? Bugünlerde cevabı en çok aranan soruların başında geliyor bu soru.

Tabuları yıkacağı ve uluslararası sistemi değiştireceği vaadinde bulunan Trump, büyük tartışmalar, protesto gösterileri ve “Trump/Pence faşist rejimini başlamadan durdurun” sloganları eşliğinde koltuğuna oturdu.

Tramp’a ABD içerisinden yöneltilen en büyük suçlama tüm Amerikalıları kucaklamamak. Pek çok Amerikalıya göre ülkeleri, Narsist bir sosyopatın Oval Ofis’i işgal etmesi sebebiyle tarihin en tehlikeli dönemine girdi.”

Amerika’nın en az destek alan başkanı olarak takdim edilen Trump’ın karşısında Hollywood dünyasından medyaya çok geniş bir çevre var. Başkanlık koltuğuna oturduğu ilk gününde “Onlar yeryüzündeki en haysiyetsiz şeyler” dediği Amerikan medyası ile Trump arasındaki savaşın daha da alevleneceğini söylemek mümkün.

Öyle ki Trump karşıtı artan protesto gösterilerinin ve Trump ile Amerikan müesses nizamı arasındaki yükselen tansiyonun, “Amerikan Baharı”na dönüşebileceği ihtimalinden dahi bahsediliyor.

Bu arada Trump karşıtı gösterilere katılanlara, Gezi kalkışması ve renkli devrimleri fonlamasıyla bilenen George Soros’un çok ciddi maddi destek verdiği iddialarını da not edelim.

KAYGILI AMERİKALILAR YALNIZ DEĞİL

Pek çok Amerikalı gibi Avru­pa’nın önemli bir kesimi de dünya düzenini bozacağını söyleyen, Avrupa Birliği’ni parçalamaya yönelik mesajlar veren Trump’ın izleyeceği politikalardan derin endişe duyuyor…

Kadınlara yönelik ayrımcı söyleminden dolayı neredeyse tüm kadınlar Trump’a öfkeli… Trump’ın ABD başkanlığındaki ilk gününde sayıları 2 milyonu bulan kadınlar, Avustralya’dan Kenya’ya, Hindistan’dan İngiltere’ye, Mada­gas­kar’dan ABD’ye dünya çapında yürüyüş gerçekleştirdiler.

İslamofobik bir söylemle Müslümanların ülkeye girişini yasaklamayı vaat eden, devir-teslim konuşmasında İslamcı terörizm söylemini tekrar eden, yabancı düşmanı söylemiyle Meksikalıları ırz düşmanı ilan eden Trump’ın icraatlarını Amerikalı Müslümanlar ve diğer tüm göçmenler endişeyle bekliyor.

Filistinliler, her fırsatta İsrail’in Siyonist politikalarına destek veren ve vaatleriyle bunu ileriye taşıyacağını söyleyen Trump’dan çok ama çok endişeli…

Bu tepkiler, bundan sonra hem ABD sınırları içerisinde hem de uluslararası arenada çetin geçecek bir mücadelenin işaret fişeği gibi yorumlanıyor...

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 372. Sayı