Tren Yolunu Sünnete Göre Yaptıran Sultan; Iı. Abdülhamit Hân

Osmanlı Tarihi

Ecdâdımızın Peygamber Efendimiz’e olan hürmetinin sayısız misâllerinden biri Sultan II. Abdülhamit’in İstanbul-Medine tren yolunu yaptırırken, gösterdiği örnek hassasiyettir.

II. ABDÜLHAMİT HAN’DAN  İSTANBUL’DAN MEDİNE’YE TREN YOLU

II. Abdülhamit Hân, Peygamber âşığı müʼminlerin, O Âlemler Sultânıʼnın nurlu eşiğine yüz sürerek muhabbetlerini arz edebilmelerini kolaylaştırmak için İstanbul’dan Medîne-i Münevvere’ye uzanan bir tren yolu yaptırmıştır.

İSTASYONLAR PEYGAMBERİMİZİN KONAKLADIĞI YERLERE YAPILDI

Öyle ki tren yolunun istasyonlarını da sünnet-i seniyyeye uygun olması için Peygamber Efendimiz’in seferlerinde konakladığı yerlere inşâ ettirmiştir.

Ayrıca Medîne Tren İstasyonuʼnu Nebiyy-i Muhterem Efendimiz’in rûhâniyetini rahatsız etmemek düşüncesiyle Kubbe-i Hadrâ’dan yaklaşık 2 km. uzağa yaptırmış ve Medîne içerisinde bulunan bütün raylar, -üzerinden vagonlar geçtikçe gürültü çıkarmasınlar diye- keçe ile kaplatmıştır.

KEÇE İLE DÖŞENEN RAYLAR GÜLSUYU İLE YIKANIR

Keçe ile döşenen bu raylar da, Allah'ın Resûlü’ne duyulan hürmet ve muhabbet dolayısıyla günün belli saatlerinde gülsuyu ile yıkanmıştır.

Osmanlı’nın bu mukaddes beldelere yaptığı her hizmet, Şâir Nâbî’nin;

Sakın terk-i edebden kûy-i Mahbûb-i Hüdâ’dır bu;

Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ’dır bu!..

“Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhı ve O’nun Sevgili Resûlü Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in makâmı ve beldesi olan bu yerde edebe riâyetsizlikten sakın!..”

İkâzıyla başlayan na’tinde dâvet ettiği edep, hürmet, muhabbet ve hassâsiyetin âdeta müşahhas birer ifâdesi mâhiyetinde gerçekleşmiştir.

Velhâsıl ecdâdımız, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i kalplerinde öyle müstesnâ bir yere koymuşlardır ki, günlük hayatlarından, yazdıkları na’tlere kadar her sahada O’nun adını zikretmeyi ve şefâatini dilemeyi bir düstûr hâline getirmişlerdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, Sayı: 74