Tevhid Şiiri Nedir?

Osmanlı Tarihi

Tevhid şiiri nedir?

Tevhîdler, Allâh’ın varlık ve birliğinden bahseden edebî metinlerdir. Gönlü îman ve irfanla yoğrulmuş sanatkârlar, bu husustaki şiirlerini âdeta bir ibadet şevk ve heyecanıyla yazmışlar ve İslâm’ın o emsalsiz rûhâniyeti ile derinleştirmişlerdir. Bu bakımdan tevhîdler, îman vecdiyle yaşanan hayatın tabiî olarak kelâma aksetmesi demektir. Nitekim eserlerinde bu hususta müstakil şiir yazmayanlar bile, ya bir beyitte veya mensur eserlerinde mevzuyla alâkalı ifâdelere yer vermişlerdir.

Tevhîdlerde coşkun bir ruh hâlinin sonsuz ufuklara doğru kanat açış ve çırpışları vardır. Husûsiyle mutasavvıf şâirlerin yazdığı tevhîdler, gönlü îman fezâsının apayrı bir seyyâhı eyler. Süleyman Çelebi, tevhîdi o nefis üslûbuyla ne güzel bir zevk-i bediî içinde ifâde etmektedir:

Allah adın zikredelim evvelâ

Vâcib oldur cümle işde her kula

Cümle âlem yoğ iken ol var idi

Yaradılmışdan ganî, cebbâr idi

Var iken ol, yok idi ins ü melek

Arş u ferş u ay ü gün hem nuh-felek

Şâir Ahmedî de, tevhîdi şöyle dile getirir:

Diye durur dil ü cân Lâ ilâhe illâllâh

Doludur iki cihân Lâ ilâhe illâllâh

Kulak içindeki sem‘ eydür basardaki nûr

Dahî damardaki kan Lâ ilâhe illâllâh

Hüdâyî Hazretleri’ne âit olan şu tevhîd de ne kadar güzeldir:

Buyruğun tut Rahmân’ın

Tevhîde gel tevhîde!

Tâzelensin îmânın

Tevhîde gel tevhîde!

Sen seni ne sanırsın,

Fânîye aldanırsın,

Hoş bir gün uyanırsın,

Tevhîde gel tevhîde!

Hüdâyî’yi gûş eyle,

Aşka gelip cûş eyle,

Bu kevserden nûş eyle

Tevhîde gel tevhîde!

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları