Telafi Ne Demek? Telafi Ne Anlama Gelir?

NE NEDİR?

Telafi ne demek? Telafi ne anlama gelir? Telafi kelimesine örnek cümleler...

Telafi: Fena bir tesir veya hâli karşılama, dengeleme. Yerine getirme, yerini doldurma, karşılama anlamlarına gelmektedir.

TELAFİ KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Yarattığı kullarının husûsiyetlerini hiç şüphesiz ki onlardan çok daha iyi bilen Allah Teâlâ, aklın hakîkate ulaşmadaki bu zaaf ve kifâyetsizliğini telâfî için, insanlık tarihi boyunca -rivâyete göre- 124 bin küsur peygamber göndermiş, vahyettiği suhuflar ve kitaplarla da insanlığı hakîkate ulaştırmak için en güzel yardımlarda bulunmuştur.

Dolayısıyla aklın vahiy ile terbiye edilmesi şarttır. Zira o, ilâhî beyanlar rehberliğinde terbiye edilmediği takdirde, âdeta azgın bir at gibidir ki, onunla hedefe ulaşmak mümkün olmadığı gibi, yarlardan yuvarlanıp helâke dûçâr olmak da kuvvetle muhtemeldir. Bu yüzden, nasıl ki vahşî bir atın enerjisinden en güzel bir şekilde istifâde etmek için ona gem vurup terbiye etmek gerekliyse, aklı da vahyin ve onun şerh ve îzâhı mevkiinde olan sünnetin mânevî terbiyesi altına alarak “akl-ı selîm” hâline getirmek zarûrîdir. Bu yapılmadıkça o, bir silâh gibi iş görür; hayra da vâsıta olabilir şerre de...

*****

Kalp; tahassüsün, yani hissiyâtın/duyguların merkezidir. Kalbin “hads/ilham ve sünûhât” kelimeleriyle de ifâde edilen fonksiyonu, aklın sunduğu delilleri birleştirerek, tıpkı kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirip aslî şeklini ortaya çıkarmak gibi, hakîkatin kâmil mânâda idrâkini temin eder.

Demek ki hakka ve hayra ulaşmanın mükemmel bir şekilde icrâsı, aklın vahiyle terbiye edilmesini ve aklın tükendiği noktada îman olgunluğuna sahip bir kalbin devreye girerek onun eksikliğini teslîmiyetle telâfî etmesini gerektirir.

*****

Allah Teâlâ, vücûdumuzdaki kemikleri bir tane fazla yaratsaydı, o kemik insan için sökülüp atılması gereken bir sıkıntı kaynağı ve rahatsızlık sebebi olurdu. Bunun aksine bir kemik eksik olsaydı, onun eksikliğini telâfî etmek için ne kadar çaba sarf etmemiz gerekirdi. Çoğu zaman da telâfîsi mümkün olmazdı.

*****

Gerçekten, harp görmüş bir memlekette birden fazla evliliği teşvîk, azalan nüfûsun telâfîsi ve fuhşun önlenmesi için bir zarûret hâline gelebilir.  Bunun misâlleri geçmişte görüldüğü gibi gelecekte de ortaya çıkabilir. İnsanlığın saâdet ve selâmetine medâr olacak esasları muhtevî bulunan İslâm’da, bu şekilde ârızî sebeplerin zuhûru hâlinde ârızî hükümlerin tatbîk imkânı, “ruhsat”lar yoluyla açılmış olmaktadır. Hayâtı rahatlatan ve tabiî seyrinde devâmını sağlayan bu kâide, sâdece evlilik için değil, her sahada geçerlidir.