Tekvir Suresi 27. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Tekvir Suresi 27. ayeti ne anlatıyor? Tekvir Suresi 27. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tekvir Suresi 27. Ayetinin Arapçası:

اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَۙ

Tekvir Suresi 27. Ayetinin Meali (Anlamı):

Oysa Kur’an, bütün şuurlu ve sorumlu varlıklar için bir öğüt, bir uyarıdır.

Tekvir Suresi 27. Ayetinin Tefsiri:

Her türlü olumsuzluktan korunma altında tutulan ve mahza Allah kelâmı olan Kur’an, bütün şuurlu-sorumlu varlıklara, özellikle ona inanıp itaat ederek istikamet üzere yürümek isteyenlere ilâhî bir hatırlatmadır. Bir öğüttür, nasihattir. Fakat bu hususta da insan kendinden ziyade Allah’a güvenip dayanmak mecburiyetindedir. Çünkü insanın her şeyi ona bağlıdır. Hatta bir şey dilemesi ve istemesi bile. Çünkü O dilemedikçe insanın bir şey dileme imkân, ihtimal, güç ve kudreti yoktur. Bütün güç ve kudret ancak Allah’a aittir. Kur’ân-ı Kerîm Allah Teâlâ’yı böyle tanımamızı, O’na böyle inanıp bağlanmamızı emretmektedir.

Bu sebepledir ki, Hak dostlarından İbrâhim Düsukî hazretlerine:

“- Ne arzu ediyorsun?” diye sorduklarında şu muhteşem cevabı vermiştir:

“Allah Teâlâ neyi diliyorsa, onu istiyorum!” (Velîler Ansiklopedisi, II, 597)

Hz. Mevlânâ (k.s.) da, olan biten bütün hadiseler üzerindeki ilâhî kudretin tecellî ve tasarrufunu şu ibretli kıssa ile gözler önüne serer:

“Küçük bir karınca kalemin kağıt üstüne bir şeyler yazdığını gördü, gitti. Bu sırrı öbür karıncalara söyledi:

«- O kalem kağıda şaşılacak şeyler yazdı. Fesleğen gibi, susam gibi, gül gibi acaib şeyler yaptı» dedi. Karıncanın biri dedi ki:

«- O sanatı yapan parmaklardır. Bu kalem iş görmekte esas değil, fer’dir.» Üçüncü karınca:

«- İş ne parmaktan ne de kalemden geliyor» dedi «iş asıl koldan geliyor. Çünkü zayıf parmaklar, onun zorlamasıyla kalemi tutuyor ve yazdırıyor.» Bu görüşler, bu konuşmalar böylece uzadı gitti. Karıncaların beyine kadar ulaştı. Karınca beyinin birazcık anlayışı vardı, zeki idi. Karıncaların beyi dedi ki:

«- Bu hüneri sûretten, görünüşten bilmeyin. Çünkü uyuyan yâhut ölen bir kişinin böyle şeylerden haberi bile yok­tur.» Sûret, görünüş elbiseye, asaya benzer. Cansızdır, akılsızdır, oynamaz, hareket etmez. Allah’ın lutfu ve ihsânı olmayınca, bu aklın bu gönlün cansız kalacaklarından karınca beyinin haberi yoktu. Allah bir an için olsun, akıldan yardımını kesecek olsa, her şeye eren akıl, abtallıklar etmeye başlar.” (Mevlânâ, Mesnevî, 3721-3729. beyitler)

İlk âyetlerinde kıyamet sahnelerinden bahsediğp Kur’an’ın doğruluğuna ve mükemmel bir öğüt oluşuna vurgu yaparak son bulan Tekvîr sûresini, yine bir kısım kıyâmet manzalarına temastan sonra insanın aslında âhiret hayatı için yaratıldığını ve bu dünyada asıl o hayat için hazırlık yapmak gerektiğini etkili bir dille haber veren İnfitâr sûresi geliyor:

Tekvir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tekvir Suresi 27. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...