Tebliğ etme Vazîfesinin Önemi

HİDAYET ÖYKÜLERİ

Mü’mini menfaatperestlikten kurtararak diğergamlığa sevk eden şefkat ve merhamet duyguları, îmânın ne güzel bir tezâhürüdür. İslâm’ı, îman nîmetinden mahrum gönüllere tebliğ edebilmek de ne saâdettir.

İnsanların, selde sürüklenen âvâre kütükler gibi menfî akıntılara kapıldığı günümüzde insanları hayra çağırmak, yanlışlarını düzelterek bilmedikleri doğruları öğretmek, mâneviyatlarını takviye edip gönül âlemlerini rûhâniyet ile doldurarak Hakk’a yönlendirmek, ne güzel ve ne ulvî bir hizmettir. İnsanların hem bu dünyalarını hem de ebedî âlemlerini güzelleştiren bu hizmet, kendimiz için bir şükür vesîlesi, muhtaçlar için de bir vicdan borcumuzdur. Bu hususta gösterilen en küçük bir ihmal bile, büyük bir vebâl olarak ilâhî mizanda karşımıza çıkacaktır.

TEBLİĞ VAZÎFESİNİN ÖNEMİ

Peygamber Efendimiz, tebliğ hizmetinin ehemmiyetine dâir Hazret-i Ali’ye (r.a.):

“−Bir kimsenin senin vâsıtanla hidâyete ermesi, senin için en kıymetli dünya nîmeti olan kızıl develere sâhip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Cihâd, 143) buyurmuş ve her fırsatta ümmetine de, tebliğ vazife ve mes’ûliyetini hatırlatmışlardır.

Zira tebliğ vazifesinin ihmâli, kişiyi hem bu dünyada hem de âhirette pek çok sıkıntılara dûçâr eder. Bu hususta Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle buyurur:

“(Ashâb-ı kirâm arasında şu hakîkati) duyardık:

Kıyâmet gününde bir kişinin yakasına, hiç tanımadığı biri gelip yapışır. Adam şaşırarak:

«–Benden ne istiyorsun? Ben seni hiç tanımıyorum ki!» der.

Yakasına yapışan kişi ise:

«–Dünyada iken beni hatâ ve çirkin işler üzerinde görürdün de, îkaz etmez, beni o kötülüklerden alıkoymazdın.» diyerek ondan dâvâcı olur.”

PEYGAMBER MESLEĞİ

Unutmamak gerekir ki, Allâh’ın dînini tebliğ ve tâlîm etmek, peygamber mesleği denilebilecek mukaddes bir vazifedir. Allâh’ın en seçkin kulları olan peygamberler, bu uğurda her türlü meşakkate katlanmışlardır. Bunun için ol­gun bir mü’­min de, hiz­met ve tebliğ eh­li­dir. O, nefsin girdaplarında boğulmak üzere olanların imdadına koşan bir yardım eli, günah çukuruna düşenlerin yollarını aydınlatan bir fener, yolunu kaybeden veya şaşıranlara yol gösteren bir kılavuzdur.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından, Erkam Yayınları