Tahsis Ne Demek? Anlamı Nedir?

NE NEDİR?

Tahsis ne demek? Tahsis kelimesinin anlamı nedir? Tahsis kelimesine örnek cümleler...

Tahsis: Has kılma, ayırma. Aylık bağlama anlamlarına gelmektedir.

TAHSİS KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Ey Abdülmuttalib! Ben sana bir sır emânet edeceğim ki, o sırrı başkası olsaydı açmazdım. Fakat ben onun mâdenini sende gördüm. Bunun için onu sana açıklayacağım. Allâh Teâlâ izin verinceye kadar bu sır sende mahfuz kalsın. Şüphesiz ki Allâh emrini yerine getirir. Kendimize tahsîs edip başkasına kapalı tuttuğumuz Kitap’ta öyle mühim bir haber vardır ki hayâtın şerefi, ölümün fazîleti ondadır; bütün insanları, heyet arkadaşlarını, bilhassa seni çok yakından ilgilendirmektedir!” dedi.

*****

O, kimsenin hânesine izin almadan girmezdi. Evine geldiği zaman da evde kalacağı müddeti üçe bölerdi; birini Allâh’a ibâdete, diğerini âilesine, üçüncüsünü de şahsına ayırırdı. Kendisine ayırdığı zamânını, avâm-havâs insanların hepsine tahsîs eder, onlardan kimseyi mahrum bırakmazdı. Hepsinin gönlünü fethederdi. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in her hâl ve hareketi, zikrullâh ile idi.

Belli bir yerinde oturmanın âdet edinilmesini önlemek için mescidlerin her yerinde oturduğu olurdu. Yerlere ve makamlara kudsiyyet izâfe edilmesini ve meclislerde tekebbüre medâr olacak bir tavır takınılmasını istemezdi. Bir meclise girince, neresi boş kalmışsa oraya oturur, herkesin de böyle yapmasını arzu ederdi.

*****

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, Zeyd’in oğlu Üsâme’ye üç bin beş yüz dirhem tahsîs etmiş, oğlu Abdullâh’a ondan beş yüz dirhem daha az vermişti. Abdullâh, babası Hazret-i Ömer’e bunun sebebini sorarak:

“−Üsâme’yi niçin benden üstün tutuyorsun? O benden daha çok savaşa katılmadı ki!” dedi.

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, eşsiz adâletinin yanında, gönül zenginliğini ve yüksek tevâzuunu da gösteren şu muhteşem cevâbı verdi:

“−Oğlum! Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onun babasını senin babandan daha çok severdi. Üsâme’ye de senden daha çok muhabbeti vardı. İşte bu sebeple, Rasûlullâh’ın sevdiğini kendi sevdiğime tercih ettim.” (Tirmizî, Menâkıb, 39)

Bu ve benzeri pek çok misâlde görüldüğü gibi ashâb-ı kirâm, Rasûlullâh - sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sevdiklerini kendi sevdiklerine tercih ederlerdi.

*****

kelime-i tevhîdin özü de, kalbi mâsivâdan, yani Allahʼtan gayrısından arındırmaktır. Zira kalp yalnızca Hakkʼa tahsis edildikten sonra, mârifetullâh ikliminden hisseler almaya başlar, ilâhî lûtuflar nasip ve müyesser olur.

Nasıl ki bir merceği Güneş ışığına tuttuğumuzda, yoğunlaşan huzmeler, altındaki bütün çerçöpü yakıp kül hâline getirirse, her müʼmin de kelime-i tevhîde teksif olarak, kalbindeki nefsânî ihtiraslar için böyle bir temizlik yapmalıdır.