Tabutu Altı Kere Yenilendi

Tasavvuf

Mevlânâ Hazretleri nasıl vefat etti? Mevlânâ Hazretlerinin vefatından sonra defin işlemlerinde neler yaşandı? Sultan Veled babası Mevlânâ Hazretlerinin vefatını ve defin işlemlerini anlatıyor...

Mevlânâ Hazretleri’nin tabutu, halkın izdihâmından dolayı altı kere yenilendi. Ve cenâzesi, öğle namazında kalkmış olmasına rağmen, ancak ikindi namazından sonra makberine varabildi.

Sultan Veled, İbtidâ-nâme’sinde babasının cenâze alayını şu şekilde anlatır:

“Hicretin 672. (mîlâdî 1273) senesinde ulu Sultan göç etti. Gözler yaşla doldu. Gönüller mâtem içinde inledi. Gayr-i müslim köyleri bile hüzne boğulmuştu. Her temiz insan ona sâdık, her millet ona âşıktı.

Halk:

«O, Hazret-i Peygamber’in nûru ve sırrıdır. Fazîletlerin sonsuz denizidir...» demekteydi.

O gün, kimse yanıp yakılmadan sükûnet bulmadı. Bütün halk büyük bir elem içinde:

«O, bir hazîne idi. Toprak altında gizlendi.» dediler.”

Eflâkî’nin anlattığına göre, Mevlânâ Hazretleri’nin tabutu, halkın izdihâmından dolayı altı kere yenilendi. Ve cenâzesi, öğle namazında kalkmış olmasına rağmen, ancak ikindi namazından sonra makberine varabildi.

Tabib Ekmelüddîn halka:

“–Edebe riâyet ediniz! Teşyî vazîfenizi sükûnet içinde saygı ile yapınız! Bu, hakîkî şeyhlerin sultânı Mevlânâ idi; göç etti...” diyordu.

Vasiyeti gereği Şeyh Sadreddîn-i Konevî, cenaze namazını kıldırmak için tabutun önüne geçince, teessüründen hıçkırmaya başladı. Bayılacak gibi oldu. Kollarına girip kendisini geriye çektiler. Onun yerine Kadı Sirâcüddîn geçerek namazı kıldırdı.

HAMDIM PİŞTİM YANDIM

Mevlânâ Hazretleri, “hamdım, piştim, yandım!” şeklinde hulâsa ettiği hayatını bir başka ifâde ile şöyle tasvîr etmektedir:

“Ölü idim; dirildim... Gözyaşı idim; tebessüm oldum... Aşk deryâsına daldım; nihâyet bâkî olan devlete eriştim...”

Yûnus ne güzel söyler:

Ten fânîdir, can ölmez,

Gidenler geri gelmez!

Ölür ise ten ölür,

Canlar ölesi değil!..

Yâ Rabbî! Bizim ölümlerimizi de bâkî devlete eriştiren bir vuslat eyle! Ölüm gecemiz bir şeb-i arûs olsun!

Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Mesnevî Bahçesinden BİR TESTİ SU, Erkam Yayınları