Tabir Ne Demek? Tabir Anlamı

NE NEDİR?

Tabir ne demek? Tabir kelimesinin anlamı nedir? Tabir kelimesine örnek cümleler...

Tabîr: İfâde, söz. Deyim. Bir mânâ taşıyan söz. Istılâh, terim. Yorum, yorumlama, açıklama anlamlarına gelmektedir.

TABİR KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Karıncanın, içinde yaşadığı köşkü ve ondaki güzellikleri bilme imkânı yoktur. Ancak insan, tefekkür ve tahayyülü sâyesinde nice âlemleri dolaşabilir. İlâhî sanat hârikalarını idrâk edebilir. Allah Teâlâ’nın insana lûtfettiği, sayılamayacak kadar sonsuz nîmetlerine mukâbil, kendi hiçlik ve acziyetini kavrayıp şükür secdelerine varabilir. Bunu ancak “insan” olan yapabilir. Yâhut diğer bir tâbirle ancak bunu yapabilenler, insanlık şeref ve haysiyetini taşıyabilirler. Zira insan, yaratılış itibârıyla tefekkür istîdâdına sahip bir varlıktır. Tefekkür istîdâdını kullanmaya kullanmaya onu körelmeye terk ederse, o ilâhî emânete ihânet etmiş ve insanlığının en mühim vasıflarından birine vedâ etmiş olur.

*****

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hakkında söylenen “Muhammedü’l-Emîn” tâbiri, müşriklerin de dillerinden düşmezdi. Nitekim onlar kendi yandaşlarına değil, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e güvenip emânetlerini teslîm ederlerdi. Hattâ hicret edeceği zaman dahî, Hazret-i Peygamber’in yanında müşriklerin birtakım emânetleri vardı. Peygamber Efendimiz, ölüm tehlikesine rağmen Hazret-i Ali’yi Mekke’de bırakıp onları sâhiplerine teslîm ettirmişti.

*****

Teblîğ, İslâm dînini ve onun esaslarını anlatarak, insanların bu emirler istikâmetinde yaşamalarını sağlamaya çalışmaktır. En meşhur tâbiriyle teblîğ “emr-i bi’l-ma’rûf, nehy-i ani’l-münker: İyi ve güzel olanı emretmek, kötü ve çirkin olan şeyden menetmek” diye bilinmektedir.

*****

İslâm’da ise mülk, Allâh’ındır. Bütün mülkler, -bugünkü yaygın tâbiriyle- bir nevî “devre mülk”tür. Kul, kendisine belli bir süreliğine emânet edilen bu mülk üzerinde ancak bir tasarruf memuru mevkiindedir. Bu sebeple İslâmʼda, bir gün bırakılıp gidilecek olan maddî kazancı elde etmek için; insanı ve toplumu sömürmek, kul hakkına girmek, ilâhî hudutları çiğnemek aslâ yoktur. İslâm iktisâdı, insanın problemini çözmekle başlar. Paylaşmak ve başkalarına, bilhassa da ihtiyaç sahiplerine faydalı olmak şarttır, farzdır.

*****

Dünya ile meşgul olmak değil, onu Hakkʼa kulluğa perde etmek mahzurludur. Yanlış olan, vâsıtayı gâye hâline getirmektir. Meşhur tâbiriyle “El kârda, gönül Yârʼda” olduktan sonra, servet ve zenginliğin hiçbir zararı yoktur.

*****

Gerçek tasavvuf, İslâmʼın zâhirine ilâveten, bâtın plânında da kavranıp yaşanması gayretinden ibârettir. Bu ise meşhur tâbiriyle; “şerîat, tarîkat, hakîkat ve mârifet” bütünlüğü içerisinde İslâmʼı idrâk etmeyi gerekli kılar.

*****

Yaygın olan “İslâm Felsefesi” tâbiriyle; İslâm âleminde, İslâm tefekkürü içinde yetişmiş mütefekkirlerin veya tefekküründe felsefeye ağırlık vermiş olanların görüşleri kastedilir.4 Bâzen de İslâm felsefesi tâbiriyle, dînin mücerred hakîkatleri anlatılmak istenir. Yoksa bu tâbir, İslâmʼın felsefeye müsâid olduğu mânâsına gelmez.