Tâ-Hâ Suresi 117. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Tâ-Hâ Suresi 117. ayeti ne anlatıyor? Tâ-Hâ Suresi 117. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tâ-Hâ Suresi 117. Ayetinin Arapçası:

فَقُلْنَا يَٓا اٰدَمُ اِنَّ هٰذَا عَدُوٌّ لَكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقٰى

Tâ-Hâ Suresi 117. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bunun üzerine şöyle buyurduk: “Ey Âdem! Şüphesiz bu İblîs, senin ve eşin için çok tehlikeli bir düşmandır. Dikkat edin de, sizi cennetten çıkarmasın! Yoksa ihtiyaçlar içinde koşturur durur, sıkıntı çeker, perişan olursun.”

Tâ-Hâ Suresi 117. Ayetinin Tefsiri:

Şeytanın düşmanlığı Âdem’in cennetten çıkmasına sebep olduğu gibi, ona aldanan evlatlarının da cennete girmesine engel olacaktır. Bu sebeple Rabbimiz, şeytanın apaçık düşmanımız olduğu, dolayısıyla onun telkinlerine kanmamamız ve adımlarına uymamamız konusunda bizi tekrar tekrar ikaz buyurur. (bk. Bakara 2/168-169; Fatır 36/6)

Âyetlerde insan hayatının dört temel ihtiyacı dile getirilmektedir:

  Yeme,

  İçme,

  Giyinme,

  Barınma; sıcak ve soğuktan korunma.

Cennette bunlar Âdem ve eşine meccânen ikram ediliyordu. Bu bakımdan, şeytana aldanıp buradan çıktıkları ve yeryüzüne indirildikleri takdirde bu nimetlerden mahrum kalacakları ve bunları kazanabilmek için çok zahmet çekip yorulacakları kendilerine hatırlatıldı. Gerçekten de insanoğlu bu zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz didinip durmakta ve nice yorgunluklara katlanmaktadır.

Rivayete göre, Âdem cennetten indirildikten sonra Cibrîl (a.s.) ona cennetten bir kaç buğday dânesi getirdi. Âdem’e bunları toprağa ekmesini söyledi. O da toprağı sürdü ve ekti. Daha sonra ekinleri biçti, top­ladı, ayıkladı. Sonra öğüttü. Sonra bundan hamur yoğurup ekmek pişirdi. Bun­ca yorgunluktan sonra ekmeği yemek üzere oturdu. Elindeki ekmek yuvar­lanıp gitti, dağın dibine vardı. Âdem de onun arkasından koşup gitti, yoruldu ve alnı terledi. Bunun üzerine Cibrîl (a.s.): “Ey Âdem, dedi, işte senin rızkın bu şekilde yorgun­luk ve sıkıntı ile elde edilecektir. Senden sonra çocuklarının da rızkı dünya­da kaldığınız sürece hep böyle olacaktır. (Kurtubî, el-Câmi‘, XI, 253)

Bu açıklamalardan şu anlaşılıyor ki, cennette Âdem’e ve eşine yapılan yasak teşriî bir yasak değil, tekvinî bir yasaktı ve bunda onların hayatlarını ilgilendiren irşâdî bir tembih bulunmaktaydı. Çünkü âyetlerden bu yasaklardaki önemli bir hikmetin acıkmama, susamama, çıplak kalmama ve güneşte yanmama, yani dünya hayatının zorluklarını çekmeme olduğu anlaşılıyor. Yasağa uymamanın cezasının da acıkma, susama, çıplak kalma ver güneşte yanma, dünya hayatının zorluklarına mahkûmiyet olduğu görülüyor.

Şeytan Âdem’e iki zaafiyet noktasından yaklaşarak vesvese vermiştir:

Tâ-Hâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tâ-Hâ Suresi 117. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...