Suriye’nin Geleceği Ne Olacak?

ÜMMET

Mülteci sorunu her geçen gün katlanarak büyüyor. Sorun bölgesel değil artık küresel bir hal almış durumda. Suriye’de 350 bin kişinin katledilişine, 12 milyonunun yersiz, yurtsuz kalmasına seyirci kalan Batı dünyası, ortaya çıkmasında çok ciddi paya sahip olduğu bu yürek paralayan dramın faturasını ödemekle karşı karşıya.

Ege sahillerine vuran tek bir çocuğun cansız bedeni Batı kamuoyunun vicdanını bir nebze sarsmış olsa da kapılarını açtıkları az sayıda mülteciyi ağırlamakta inanılmaz bir sıkıntı yaşıyorlar. Avrupa hükümetleri tam bir çaresizlik içinde mülteci sorununun çözümünde topu birbirlerine atmakla meşguller.

BM Mülteciler Komiserliği’nin tahminlerine göre Suriye’deki iç savaş böyle giderse yıl sonuna kadar 1 milyon Suriyeli daha ülkelerini terk etmek zorunda kalacak.  Bu, tehlikenin daha da büyüyeceği anlamına geliyor.

Gerçekten de durum içler açısı. BM’nin verilerine göre sadece bu yıl 300 binden fazla mülteci ölümüne de olsa Akdeniz’i geçerek Batı sahillerine ulaşmış. Ancak yine sadece bu yıl 2.500 ila 3.500 arasında insan karaya ulaşamadan boğularak can vermiş.

Öte yandan mülteci probleminin daha da derinleşeceğine ilişkin tahminlerin bir diğer sebebi Esed rejiminin Suriye’nin demografik yapısının değiştirmeye yönelik planı.

Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı Zebadani bölgesinde yapılmak istendiği gibi bölge yoğun bir bombardıman altında tutularak halk göçe zorlanıyor. İran destekli Hizbullah militanlarına ve Esed güçlerine karşı direnen Zebadinililer zor durumda olmalarına rağmen direnişlerini sürdürüyor. Esed güçlerinin silah gücüyle yenemediği muhalifleri, rejim adına anlaşma masasına çekmek isteyen İran’ın, muhaliflerden Zebadani’deki halkın tahliyesini istediği bildiriliyor. Muhalif kaynaklara göre İran’ın niyetinin Zebadani’ye Şiileri yerleştirmek olduğu ifade ediliyor.

Bu arada mülteci sorununun katlanarak büyümesi ve Avrupa’yı tehdit eden bir durum alması, Batı ülkelerini, Suriye krizini çözme konusunda daha aktif olmaya yönlendirir mi sorusu gündemi meşgul ediyor.

Krizin patlak verdiği günden bu yana neredeyse beş yıl boyunca bir türlü bir Suriye politikası belirleyemeyen Batı dünyasının, son dönemde Esed’e verdiği siyasi ve askeri desteği artıran Rusya karşısında ne yapacağı da merak konusu.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Ekim 2015, 356. Sayı