Sünnetin Hadisle İlgisi Nedir?

NE NEDİR?

Kesin bir ayırıma gidilemese de sünnet ve hadis arasında şöyle bir farkın olduğu söylenebilir; Sünnet, hakkında sözlü bir rivayet olup olmadığına bakılmaksızın dinî ve hukukî bir uygulamaya işaret eder. Hâlbuki her hadis için bunu söylemek mümkün değildir.

Sünnet ve hadis bir birleriyle yakından ilgisi olan iki kavramdır. Hatta sık sık biri diğerinin yerine kullanılmaktadır. Nitekim bazı muhaddisler hadisin Hazreti Peygamber'in söz, fiil ve takrirleri ile beraber O'nun fizikî ve ahlakî vasıflarını, Peygamberlikten önceki hayatıyla ilgili haberleri de kapsadığını söylemişlerdir. Bundan dolayı hadisin sünnete nazaran daha umumi olduğunu belirtirler. Bazı muhaddislere göre Hadis, yalnız Hazreti Peygamber'in sözlerini kapsar. Bu açıdan sünnet, hadisten daha kapsamlı kabul edilmiştir. Bunlara göre Hazreti Peygamber'in şemâili de sünnetten sayılır.

Kesin bir ayırıma gidilemese de sünnet ve hadis arasında şöyle bir farkın olduğu söylenebilir; Sünnet, hakkında sözlü bir rivayet olup olmadığına bakılmaksızın dinî ve hukukî bir uygulamaya işaret eder. Hâlbuki her hadis için bunu söylemek mümkün değildir.

Mesela; Hazreti Peygamberimiz “benim namaz kıldığım gibi kılınız” buyurmuştur. Buna göre sahabe ona bakıp namaz kılmışlardır. Böylece onun namaz kılış şekli bize sünnet olarak gelmiştir.

Diğer yandan Peygamberimizin “Ameller niyetlere göredir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır” [1] sözü hadis olmakla beraber bir sünneti yani bir dini uygulamayı ifade etmemektedir.

Sünnet ve hadisin ortak özellikleri; her ikisinin de Hazreti Peygamber'den sadır olması ve bizlere rivayet yoluyla ulaşmasıdır. Ancak hadis, Hazreti Peygamber'e nispet edilen bütün rivayetleri ihtiva ettiği için, sünnetten daha kapsamlıdır. O yüzden bir ilme isim olmuştur. Özet olarak bilmemiz gereken husus şudur: Bu iki terim eş anlamlı olarak kullanılmakla beraber sünnet daha çok pratik uygulamaları, hadis ise sözlü rivayetleri ifade etmektedir.

[1] Buhari, Sahih, İman 41, Nikâh 5.