Suâl Ne Demek?

NE NEDİR?

Suâl kelimesinin anlamı nedir? Suâl ifadesinin içinde geçtiği örnek cümleler...

Suâl: Soru anlamına gelir.

SUÂL KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Kalp, bir ayna gibidir; gaflet ve inkârla kararıp paslanır. Onun cilâsı, evvelâ Allâh’ı tasdik ve sonra da O’na muhabbetle yönelmektir. İnsan, en basitinden; “Niye dünyaya geldik, kimin mülkünde yaşıyoruz, rızkımızı gönderen kim, yolculuk nereye?..” gibi suallerin cevâbını düşünmelidir. Bu hakîkatlerden uzak bir şekilde nefsânî bir yaşayışa dalıp, kalbini Hakk’ı bilmek ve varlığının delillerini düşünmekle meşgul etmeyen kişi, hazin bir âkıbetin yolcusu olmuş demektir.

*****

İnsan rûhunun îmâna olan meyli fıtrîdir ve bu bir ihtiyaç olarak tâ çocukluktan itibâren tatmini gereken bir açlık gibi karşımıza çıkar. Meselâ, babasını namaz kılarken gören bir çocuk, namazın keyfiyetine dâir sualler sormaz. Allâh’ın büyüklüğünü mücerred olarak idrâk edemediği için müşahhas olarak ifâde etmeye kalkışır. Allâh’ın ne kadar olduğunu sorar, ölenin nereye gittiğini merak eder, cennet ve cehennemin nasıl bir yer olduğunu öğrenmek ister. Dâimâ bir arayış içerisindedir. Çünkü insan fıtratında mâneviyat meknuzdur. Meknuz olan bu istidat şuur üstüne çıktığı zaman, insan mü’min olur. Şuur altına hapsedildiği zaman ise kâfir olur. Tıpkı kafese kapatılmış bir kuş gibi. Uzun bir kafes hayâtından sonra kuş kafesten salınsa uçamaz. Çünkü kanatları kireçlenmiştir. Tıpkı bunun gibi îman hissi de şuur üstüne çıkmadığı zaman insanın inanma kâbiliyeti körelir.

*****

“Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidâyet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe)dir.” (Âl-i İmrân, 96)

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de Ebû Zer14 -radıyallâhu anh-’ın bir suâline cevap olarak yeryüzünde ilk inşâ edilen mescidin “Mescid-i Harâm”, ikinci inşâ edilenin ise “Mescid-i Aksâ” olduğunu beyan buyurmuştur.

*****

Abdullâh bin Selâm -radıyallâhu anh-’ın künyesi Ebû Yûsuf olup Yûsuf -aleyhisselâm-’ın neslindendir. Asıl adı Husayn iken Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onun adını Abdullâh olarak değiştirdi. Benî Kaynukâ yahûdîlerinin âlimlerinden idi. Efendimiz Mekke’den Medîne’ye hicret ettiğinde Kuba’ya varınca, Abdullâh yanına gelmiş ve kendisine bâzı suâller sormuştu. Peygamber Efendimiz’in o suâllere verdiği karşılıklar üzerine, bu cevapları ancak bir peygamberin verebileceğini söyleyerek İslâm’a girdi. Sonra da bütün ev halkının ve bâzı akrabâlarının İslâm’a girmelerine vesîle oldu. Peygamber Efendimiz’in cennetle müjdelediği Abdullâh -radıyallâhu anh-, sahâbe arasında saygı duyulan biri idi.