Size Cehennemliklerin Kimler Olduğunu Söyleyeyim mi?

İbadet Hayatımız

Cennet ve cehennemliklerin özellikleri neler? Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadisi şerifte cennet ve cehennemliklerin kim olduğunu, nasıl özelliklere sahip olduğunu söylüyor.

Yunus Emre Hazretleri buyurur:

Ak sakallı pîr hoca, bilemez hâli nice,
Emek yimesün hacca, bir gönül yıkar ise!
Gönül Çalab’ın tahtı, Çalab gönüle baktı,
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise!

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri kalbin ehemmiyetini şöyle îzah eder:

“Şunu iyi biliniz ki kalp, Cenâb-ı Hakk’ın komşusudur. O’nun mukaddes Zât’ına kalpten daha yakın bir şey yoktur. O hâlde ister mü’min olsun ister gâfil, kalbe eziyet etmekten sakınınız! Çünkü komşu gâfil de olsa himâye edilir.

Aman bundan (yani kalp kırmaktan) uzak durun! Zira küfürden sonra, kalbe eziyet etmek kadar Allah Teâlâ’nın incinmesine sebep olan başka bir günah yoktur. Zira kalp, Cenâb-ı Hakk’a yaklaşabilen varlıkların en yakınıdır.” (Mektûbât, III, 326, no: 45)

Gönüller Cenâb-ı Hakk’ın nazar kıldığı mübârek bir makamdır. Dolayısıyla gönle diken batıracak hâl ve tavırlar, gazab-ı ilâhîyi celbedeceği için, son derece mahzurludur.

Mevlânâ Hazretleri de bu hususta şu îkazlarda bulunur:

“Eğer sende basîret varsa, gönül Kâbe’sini tavâf et! Topraktan yapılmış sandığın Kâbe’nin asıl mânâsı gönüldür… Şunu iyi bil ki sen, Allâh’ın nazargâhı olan bir gönlü incitip kırarsan, Kâbe’ye yaya olarak da gitsen, kazandığın sevap, gönül kırmanın günahını telâfî edemez.”

“Senin bir saman çöpü kadar değer vermediğin yıkık gönül, Arş’tan da üstündür, Kürsî’den de, Levh’ten de, Kalem’den de!.. Hor bile olsa gönlü hakir tutma! O, horluğuyla yine de üstünler üstünüdür. Yıkık gönül, Allâh’ın nazar ettiği varlıktır. O yıkık gönlü ihyâ eden can, ne mübârektir. Kırılmış, iki yüz parça olmuş gönlü tâmir etmek, Allah katında birçok hayır-hasenâttan daha yeğdir…”

Diğer taraftan, Hak katında kimin ne olduğu da bilinemez. Zira kalplerin pencereleri Allâh’a açıktır. Dolayısıyla hiç kimseyi küçük görmemek ve incitmemek îcâb eder. Hor görülüp incitilen niceleri vardır ki, Allâh’ın sâlih kullarındandır.

SİZE CENNET VE CEHENNEMLİKLERİN KİMLER OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM Mİ?

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu hakîkati şöyle ifade buyurmuşlardır:

“Saçı-sakalı birbirine karışmış, eski ve yıpranmış elbiseler içinde, kimsenin îtibâr etmediği niceleri vardır ki, Allâh’a yemin etse, Allah onun yeminini boşa çıkarmaz.” (Tirmizî, Menâkıb, 54/3854)

“Size Cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf görüldükleri için, kimsenin ehemmiyet vermediği, fakat «şöyle olacak» diye yemin etseler, isteklerini Allâh’ın gerçekleştireceği kimselerdir.

Size Cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalpli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.” (Buhârî, Eymân 9, Tefsîr 68/1, Edeb 61; Müslim, Cennet, 47)

Dolayısıyla ibâdullâhı istihkār etmekten, yani Allâh’ın kullarını hakir görmekten titizlikle sakınmak gerekir. Başkalarını küçük görmek, aslında kişinin kendini büyük görmesi demektir. Bu ise, nefsi gurur ve kibir batağına düşürür.

İnsanları küçük görmek, sözle olabileceği gibi, hareketlerle, îmâlarla, kaş-göz işaretleriyle de olabilir. Cenâb-ı Hak bu nevî çirkin davranışları da, şu tehditkâr ifadelerle yasaklamıştır:

وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ

“İnsanları arkadan çekiştirmeyi, kaş-göz işaretiyle alay etmeyi âdet edinen herkesin vay hâline!” (el-Hümeze, 1)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2019 – Aralık, Sayı: 406