“Sizden Aşağıda Olanlara Bakın” Hadisi

HADİSLER

“Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız; sizden daha iyi olanlara bakmayınız” hadisini nasıl anlamalıyız?

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız; sizden daha iyi olanlara bakmayınız. Bu, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hor görmemenize daha uygun bir davranıştır.” (Müslim, Zühd 9. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyamet 58, Libâs 38; İbni Mâce, Zühd 9)

Buhârî’nin rivayeti şöyledir:

“Sizden biriniz mal ve yaratılış itibariyle kendisinden üstün olan kimseye bakarsa, ardından kendinden daha düşük derecede olana baksın.” (Buhârî, Rikak 30. Ayrıca bk. Müslim, Zühd 8)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Önce hadis usûlüyle ilgili bir hususa işaret etmemiz gerekmektedir. Musannif en-Nevevî, bu rivayetin birinci kısmının “müttefekun aleyh” olduğunu yani Buhârî ve Müslim’in birlikte rivayet ettiklerini, buradaki rivayet lafzının ise Müslim’e ait olduğunu söylemiştir. Oysa Buhârî’nin kitabında bu rivayet bulunmamaktadır. Bu sebeple biz sadece Müslim’in kitabındaki yerini gösterdik. İkinci rivayet ise musannifimiz tarafından belirtildiği gibi sadece Buhârî’ye ait olmayıp, kaynağı tarafımızdan gösterildiği gibi aynı zamanda Müslim’in kitabında da yer almaktadır. Yani “müttefekun aleyh” olan ikinci rivayettir.

Dünyada her insanın maddî ve manevî konumu aynı değildir. İnsanlardan bazısı zengin, bazısı fakirdir. Bazı insanlar daha müttakî ve dindar, bazıları ise onlardan daha aşağı seviyededir. Dünya zenginliği sadece mal, mülk ve para cinsinden varlık olarak değil, çoluk çocuk, güç kuvvet, mevki makam gibi şeyler cinsinden de olabilir. İnsanlar çoğu kere bu dünyalıklara özenirler. Fakir zengine, çocuğu olmayan veya az olan çocuğu çok olana, bir mevki ve makam sahibi olmayan, mevki ve makam sahibi olana özenir. Oysa bu doğru değildir. Çünkü fakir olduğunu söyleyenden daha fakir olan, çocuğu olup da buna herhangi bir sebeple sevinemeyen, bir makam sahibi olup da onun vebalini taşıyamayan nice insan vardır. Kişi eğer özenecekse bu gibi geçici şeylere değil, kalıcı ve Allah katında değeri olan şeylere özenmelidir. Zengin olup, zenginliğini Allah yolunda harcayana özenilebilir. Takvâ ehli ve dindar bir kimseye, ilim sahibi olup ilmini Allah yolunda kullanana özenmek lâzımdır. Çünkü bu özellikler kalıcı ve Allah katında değerli olan şeylerdir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz, dünyalık yönünden herkesin kendinden daha aşağı derecede olanlara bakmasını tavsiye etmiştir. Böylece herkes kendi bulunduğu hale hamd ve şükretme imkânına kavuşmuş olur. Bu konudaki bir rivayetten, din hususunda kendinden üstün olanlara bakıp onlara uyan, dünyalık noktasında kendinden aşağı olanlara bakıp, Allah’ın kendisini onlardan üstün kıldığına hamdeden kimsenin Allah katında şükreden ve sabreden biri olarak yazılacağını, din hususunda kendinden aşağı olanlara bakan, dünyalık noktasında ise kendinden üstün olanlara bakıp onların derecesine çıkamadığına üzülen kimsenin ise Allah katında şükreden ve sabreden biri olarak yazılmayacağını öğrenmekteyiz. (Tirmizî, Kıyamet 58)

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Müslüman bir kimsenin, dünyalık işler, mal, mülk ve zenginlik gibi konularda kendisinden aşağı derecede olanlara, din işlerinde ve manevî faziletler konusunda daha üstün olanlara bakması sünnete uygundur.
  2. İnsan, bulunduğu hale hamdetme ve şükretme faziletine sahip olabilmelidir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları