Şinas Ne Demek?

NE NEDİR?

Şinas ne demek? Şinas kelimesinin anlamı nedir? Şinas kelimesine örnek cümleler...

Şinâs: Bilen, tanıyan, haber veren, anlayan. Uyan, sayan, riâyet eden anlamlarına gelmektedir.

ŞİNAS KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Peygamber Efendimiz’in Süveybe Hâtun’a gösterdiği bu hürmet ve alâka, kâbına varılmaz bir kadir-şinaslık ve vefâkârlık numûnesidir.

Âlemlerin Efendisi’ne süt annelik yapma şerefi Süveybe Hâtun’dan sonra Halîme Hâtun’a nasîb oldu. O devirde Arapların bir âdeti vardı. Yeni doğan çocukları süt emmeleri için çölde yaşayan kabîlelere verirlerdi.

Çöl iklîmi insanları daha sağlıklı ve daha cesur hâle getirdiği gibi oradaki insanların konuşmaları da daha düzgün ve fasîh idi. Böylece çocuklar sağlıklı ve fasîh konuşan bir kimse olarak yetişirlerdi.

*****

Bunun üzerine mühendis, sözlerine şöyle devâm etmiş:

«−Ey müslümanlar! Benim annem de, babam da benden daha bilgili, ahlâklı ve insaflı, yâni hak-şinas kimselerdi. Lâkin içinde yaşadıkları cemiyetin şartlandırmasıyla hristiyan olarak İslâm’dan habersiz yaşadılar. İslâm dîninin güzelliğini onlara kimse ulaştırmadı ve bu hâl üzere de vefât ettiler. Mâsum bir nebî olan Hazret-i Îsâ’yı, ulûhiyette Cenâb-ı Hakk’a ortak sanıyorlardı. İslâm’dan ise hiç haberleri yoktu. Böyle bir dînin belki ancak ismini duymuşlardı.

*****

İnsanları ebedî saâdete dâvet etmek, sabır ister, müsâmaha ister, bilgi ister, hâl ister. Bunun gibi daha birçok şeye muhtaçtır. Meselâ yere düşmüş bir insanı ayağa kaldırabilmek için, evvelâ kaldıracak kimsenin ayakta dimdik durabilmesi lâzımdır. O da yere düşmüşse, bir diğerini kaldıramaz. Yâni, doğru yoldan sapmış bir kimsenin hidâyetine vesîle olmak isteyen kişi, evvelâ îkaz ve irşâd için gerekli ölçüde bir bilgi ve hâl ile mücehhez olmalıdır. Bu, aslî bir şarttır. Bu bakımdan, yanlış yolda bulunan bir kimseyi îkaz ve irşad, ilimsiz ve ihlâssız olmaz. Lâkin ben size bu derste, böyle bir hizmet için gerekli ilmî sermâyenin muhtevâsından ziyâde, onu kullanmanın metodundan bahsetmek istiyorum. Zîrâ muhtevâ sağlamlığına ilâveten, metoda âit bâzı esasları kavramış olmak da bilhassa gereklidir.

Bu vasıfları lâyıkıyla kazanmadan yapacağınız îman teblîğinden umûmiyetle hayırlı bir netîce alamazsınız. Hiç kimse yıllarca yürüdüğü yolu doksan derecelik bir dönüşle birdenbire değiştiremez. Belli bir zaman ister. Çünkü bir anda değişmek, nefse ağır gelir. Hatâyı kabûl etmek ve hak-şinas olmak, olgunlukla mümkündür. Bu olgunluk kazanılmadan, kavga-dövüşle bir netice alınamaz.