Şeytanın Kandırdığı Kimseler Kimlerdir?

İSLAM VE İHSAN

Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri buyurur: “Şeytanın, akıllarıyla oynadığı kişiler gibi, Allah Teâlâ’nın fazlına güvenerek ibadetleri terk etme!”[1]

ŞEYTANIN, AKILLARIYLA OYNADIĞI KİŞİLER

Cenâb-ı Hakkʼın rahmetinden ümit keserek;

“‒Nasıl olsa amellerimiz bizi kurtaramaz, o hâlde ne gerek var yorulmaya?” deyip ibadet ve sâlih amelleri terk etmek; hem nefse prim vermektir, hem de şeytanın tuzağına düşmektir.

Cenâb-ı Hak bu hâlden sakınmamız için:

“…O aldatıcı şeytan, Allâhʼın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokmân, 33) buyurmaktadır.

Evet; sırf amelleri kişiyi kurtarmaya yetmez. Fakat ibadet ve sâlih amellere gayret etmeden ilâhî rahmeti ümîd etmek de beyhûde bir beklentidir.

AMEL-İ SÂLİHLER SAMİMİYETİMİZİN ŞÂHİDİDİR

Amel-i sâlihler, rahmet-i ilâhiyyeyi ümit etmekteki samimiyetimizin şâhididirler. Yani ilâhî rahmetin ümidi, ancak sâlih amellerle teʼyid edildiği takdirde bir mânâ ve kıymet ifâde eder.

Zira hadîs-i kudsîde buyrulduğu üzere Cenâb-ı Hak:

“…Kulum kendisine farz kıldığım amellerden daha sevimli herhangi bir şeyle Bana yakınlık kazanamaz. Kulum Bana, (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle devamlı yaklaşır, nihâyet Ben onu severim…” buyurmaktadır. (Buhârî, Rikāk, 38)

Demek ki sâlih ameller, ilâhî rahmet ve muhabbetin en büyük vesîleleri mevkiindedir.

ŞEYTAN TAŞLAMAK HAC İBÂDETİNE MAHSUS BİR İBADET DEĞİLDİR!

Şunu unutmayalım ki “şeytan taşlamak” sadece hac ibadetine mahsus değildir. Hayatımızın her safhasında şeytanı taşlamamız îcâb eder. Hayatımızı ibadet ve sâlih amellerle tezyîn etmek de, bizi onlardan alıkoymak isteyen şeytanı taşlamak demektir. Bu hususta ihmâl ve gaflet gösterirsek -Allah korusun- şeytan bizi taşlamaya başlar.]

[1] Es‘ad Sâhib, a.g.e, s. 138-141, no: 28.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2015 – Eylül, Sayı: 355