Şeytanın İlk Ameli

Hikâyeler

Şeytanın ilk ameli kibir sâikıyla Haktan yüz çevirmesiydi. Unutmayın ki bununla paralel düşenler de şeytan gibi merdûd (reddolunmuş) ve makhûr (kahrolunmuş) olmaktan kurtulamazlar.

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de şöyle anlatıyor: “Kibir yolunda önde giden, yol gösteren İblis’tir; çünkü mevkî tuzağına ilk düşen, avlanan odur.” (c.5, 1950)

“Bu hastalık, iblis hastalığıdır; iblis, benliğe kapılmıştı da “Ben, Âdem’den daha hayırlıyım.” demişti. Aslında bu hastalık, her mahlûkun, her insanın nefsinde vardır.” (c.1, 3216)

“Ey alçak gönüllülük, tevâzû perdesi altında benlik hastalığını gizleyen kişi!.. Birisi denemek kastı ile seni kızdıracak, coşturacak, karıştıracak olursa, içinde pislik bulunan su bulanır da pisliğin rengi meydana çıkar.” (c.1, 3218)

ŞEYTANIN DÜŞTÜĞÜ FELAKET

Mahlûkât içinde sadece insanlar ve onlarla birlikte cinler, “nefs” ile mücehhezdirler. Şeytan da Allâh’a âsî olmadan evvel meşhûr bir kanaata göre, “meleklerin hocası” olduğu hâlde, cin soyundan bulunmak itibariyle nefse mâlikti. Bu yüzden, Cenab-ı Hakk’ın Âdem’e secde edilmesi husûsundaki emrine melekler tereddüdsüzce uydukları hâlde, şeytan, bir kıyas yaparak ateşten yaratılmış olan kendisinin, topraktan yaratılmış olan Âdem’e fâikiyetini (üstünlüğünü) iddiâ ile ona secde etmekten imtinâ etmiş ve Allâh’a âsî olmuştur. Allâh Teâlâ şeytana:

“–Hanginiz üstün?” diye sormadı.

Ondan, secde emrine itaat etmesini istemişti. Şeytan ise, Cenâb-ı Hakk’ın bu emrini görmezden gelerek bir kıyaslamaya gitti. Bizler de Cenâb-ı Hakk’ın açık emirleri karşısında kaçış yolları arar, cüz’î aklımızla bu emir ve yasakları bertaraf etmek için âciz aklın çârelerine başvurursak, şeytanın düştüğü felâket ve hüsrâna dûçâr oluruz. Meselâ, ribâ ile iş görüp, “Ben bununla zengin olup hayır ve hasenât yapmak istiyorum.” diyenler gibi…

Yukarıda zikredildiği üzere, nefs engeline takılarak ilâhî emre muhalefet etme yolunda ilk örnek şeytan olduğundan, bu tarzdaki bütün fiillerin kaynağını teşkil eden tekebbür (kibirlenme) şeytana izâfe edilmiş ve bu bâbdaki ameller, “şeytanın amelleri” olarak kabul edilmiştir.

Mevlânâ, kibir sâikıyla Haktan yüz çevirenleri bu sebeple şeytanın etbâı, yani ona tâbî olanlar şeklinde telakkî ve beyân buyurmaktadır. Şeytanın bu ilk ameline paralel düşenler de şeytan gibi merdûd (reddolunmuş) ve makhûr (kahrolunmuş) olmaktan kurtulamazlar.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âb-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları