Şeytanın Adımlarını Takip Etmeyin

İbadet Hayatımız

Nur suresi 21. ayeti kerimesi Müslümanları hangi konuda uyarıyor?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği (yüz kızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder…” (Nûr, 21)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İyilik güzel ahlâktır, kötülük vicdânını rahatsız eden, duymasını istemediğin şeydir.” (Tirmizi, Zühd, 52; Müsned, IV, 182)

Ahlâkın müeyyidesi vicdan ve Allah korkusudur. Vicdanların ve yüreklerin belli kalbî kıvama erişmesi ahlâkî yükselişin zeminini hazırlar. Bu yüzden Allah Rasûlü:“”İyilik güzel ahlâktır, kötülük vicdânını rahatsız eden, duymasını istemediğin şeydir.” (Tirmizi, Zühd, 52; Müsned, IV, 182) buyurmuştur.

Bir başka hadiste ise: “İyilik nefsin huzûr bulduğu şeydir. İsm denilen kötülük ve günah ise gönlü ve sadrı sıkıştıran rahatsız eden şeydir.” (Müslim, Birr, 14) buyurulmaktadır.

Müminlerin, insanlar nezdinde keyfiyet ve kalitelerindeki ölçü, ahlâktır. Nitekim Allah Rasûlü:“”Sizin en hayırlınız ahlâkı en güzel olanınızdır.” (Buhârî, Edeb, 39) buyurur. Şüphesiz Allah nezdindeki kalitenin ölçüsü ise takvâdır. Ancak insanların onu ölçebilme imkânları yoktur. O, insanlara meçhûl bir keyfiyettir. Ahlâk ise davranış hâlinde zâhir olduğu ve daha çok da insânî ilişkilere yansıdığı için kişilerin hemen kolayca farkedebileceği bir durumdur. (Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Altınoluk Dergisi, 2002-Ağustos)

İnsanların fıtri olan dini duygu ve ahlâk anlayışının bozulması, insanlığın huzur ve mutluluğunu tehdid etmektedir. İnsanlık fıtrata bağlı ahlâk normlarına dönmediği takdirde kendi kendini ifnâ etmeyi sürdürecektir.

NUR SURESİ 21. AYETİN TEFSİRİ

Şeytan insanın apaçık düşmanıdır. Düşmandan hayır ummak boş bir hayaldir. O daima hayâsızlığı, edepsizliği, yüz kızartıcı fiilleri, gayr-i meşrû işleri, dinin ve aklın hoş görmediği kötülükleri emreder durur. Bu sebeple şeytanın izlerini tâkip etmek yasaklanmaktadır. Pek çok insan ona uyarak helak uçurumlarından yuvarlanmaktadır. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın lutuf ve merhamet ettiği kimseler şeytanın şerrinden korunabilmekte, doğru yolu bulmakta ve hâlini ıslah edebilmektedir. Buna göre kul, daha iyi olabilmek için gayret göstermekle beraber esas yardım ve başarının Allah’tan geldiğini bilmeli; gönlünü, tüm ümit ve korkularını her şeyi en iyi şekilde işiten ve bilen Allah’a bağlamalıdır.

Nitekim bir defasında Allah Resûlü (s.a.s.):

“- Hiç kimse kendi amelleriyle cennete giremez” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:

“- Sen de mi, ya Rasûlallah?” diye sorduklarında Efendimiz (a.s.):

“- Ancak Allah’ın beni mağfiret ve rahmetiyle sarıp sarmalamış olması başka” diye cevap verdi. (Buhârî, Rikâk 18)

Kaynak: Altınoluk Dergisi, 2g1d Hizmeti