Şeyhi Kim Seçer? Şeyhlik Babadan Oğula Geçer mi?

Tasavvuf

Şeyhi kim seçer, babadan oğula veya akrabâya mı geçer? Mürşidin görevlendirilmesinde ölçü nedir? Açıklar mısınız? Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Şeyh, sağlığında seyr u sülûkünü tamamlattırıp irşâdla görevlendirdiği halîfelerini/vekîllerini istişâre ve istihâre ile seçerdi. Şeyh kendisinden sonra yerine geçmesini istediği kimse için bâzen yazılı, bâzen sözlü işârette bulunurdu. Şeyhler, kendi mürîdleri arasından seçtiği akrânına tefevvuk eden ve mânevî gelişmeye yatkın bu kimseleri, icâzet vererek muhtelif yerlerde irşâd hizmetiyle görevlendirirlerdi. Şeyhin hayâtıyla sınırlı bulunan bu irşâd görevi, şeyhin vefâtından sonra merkez tekke ve ser-halîfe tarafından yeniden gözden geçirilerek ya ibkâ edilir/sürdürülür ya da o zât, başka görevlerde istihdâm edilirdi.

Şeyhin yerine irşâd makâmına geçmede iki yol izlenirdi. Bunlardan biri yoldan gelme, diğeri ise belden gelme usûlüydü. Yoldan gelme usûlüne göre şeyh, ihvânı arasında bu işe en liyâkatli gördüğü kimseye işârette bulunur, ihvân da o zâta tereddüdsüz tâbi olurdu. Belden gelme usûlünde ise emânet, şeyhin evlâdlarına intikâl ederdi. Şeyh efendi, evlâdları arasından bâzen birine işârette bulunur ve ona tâbi olunurdu. Şeyhin açıkça işârette bulunduğu zaman şeyhlik makâmına kimin geçeceğinde problem olmazdı.

İşâretin açık olmadığı zamanlarda ihvân ya aralarından en liyâkatli gördükleri birine bey’at ederlerdi, ya da dergâh şeyhliği boşalır, o zaman meşîhat makâmı başka tarîkatlardan ehliyet ve icâzetini ibrâz edenlere tekkeyi tahsis ederdi. Şeyhin birden fazla halîfesi/vekîli olduğu ve kimin postnişin olacağı açıkça anlaşılamadığı zamanlarda bunlardan her birinin farklı mekânlarda irşâdlarını sürdürdüğü de olurdu.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları