Şeyh Sâdî-i Şîrâzî Kimdir?

Abidevi Şahsiyetler

Hikmetli söz ve hikâyelerinden sık sık misaller verilen Şeyh Sâdî-i Şîrâzî kimdir? Nasıl bir hayat sürmüştür? 

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî Hazretleri’nin asıl adı Müslihuddîn Şeyh Sâdî’dir.

Şeyh Sâdî, 1193 (h. 589) yılında Şiraz’da doğmuş ve 1292 (h. 691) yılında yine orada vefât etmiştir. Abdülkâdir Geylânî Hazretleri’nin halîfelerinden birinin talebesi olarak yetişmiş ve onun himâyesinde kemâle ermiştir. İslâm âlimlerinden ve büyük velîlerdendir.

Bir peygamber âşığı olarak on dört kez hacca gitmiş, Moğol ve Haçlılarla yapılan savaşlara iştirak ederek cihâd etmiştir.

ŞEYH SÂDÎ'NİN ESERLERİ

Şeyh Sâdî’nin en meşhur iki eseri, Bostan ile Gülistan’dır. Bu eserlerinde, aynen Mevlânâ Hazretleri’nin Mesnevî’sinde yapmış olduğu gibi mücerred hakîkatleri her kademedeki insanın anlayabileceği tarzda müşahhas misallerle anlatmıştır. İslâm ahlâkının inceliklerini bizzat yaşayıp eserlerine de aksettiren Şeyh Sâdî, bilhassa Hâlık’ın nazarıyla mahlûkâta bakış tarzı olan şefkat ve merhamet üzerinde büyük bir hassâsiyetle durmuştur.

“Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” (Buhârî, Edeb, 18) hadîs-i şerîfinin derin izlerini hem şahsiyetinde hem de eserlerinde sıkça görmek mümkündür.

Ömrünü ilim öğrenmek, talebe yetiştirmek ve insanlara doğru yolu göstermekle ziynetlendiren Sâdî’nin, gönlündeki ihlâs ve samîmiyet bereketiyle eserleri hâlâ kalplere ışık tutmaktadır. Ayrıca o, bu cefâ yurduna gelmiş bütün insanlık için yegâne safânın nasıl gerçekleşeceğini bir beytiyle ne güzel ifâde etmiştir:

“Ey Sâdî! Safâ yolunda ilerlemek, hep Mustafâ (sav) Efendimiz’e uymakla nasîb olur.”

Bir hakîkattir ki vuslat arzusuyla dolu bir gönlün, hüner ehli kimselerin kapısında toprak olması lazımdır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları