Sevindiren Amel

MERHAMET

Mahzun gönülleri mesrur edenin gönlü mesrûr olur. Ağlayanı güldürmek, sıkıntıya düşeni feraha kavuşturmak, düşeni kaldırmak, dertliye dermân olmak, muhtacın elinden tutmak gibi nerede yıkık ve mahzun bir gönül varsa yanında olmak, ilâhî rahmeti ve feyzi sağanak yağmurlar gibi insanın üzerine çeken sâlih amellerdir. Şu gökkubbenin altında gönül huzuruna ve ilâhî rızaya eriştiren en kısa yollardan biri budur.

Serî-i Sa­ka­tî şöy­le an­la­tı­yor:

“Bir bay­ram gü­nü Mâ­ruf-i Ker­hî’yi so­kak­lar­da hur­ma çe­kir­de­ği top­lar­ken gör­düm. Bu çe­kir­dek­ler­le ne ya­pa­ca­ğı­nı sor­dum. De­di ki:

“Şu­ra­da kü­çük bir ço­cu­ğun ağ­la­dı­ğı­nı gör­düm. Ya­nı­na yak­la­şa­rak ni­ye ağ­la­dı­ğı­nı sor­du­ğum­da, ye­tim ol­du­ğu­nu, ar­ka­daş­la­rı­nın el­bi­se­le­ri gi­bi el­bi­se­le­ri ve on­la­rın oyun­cak­la­rı gi­bi oyun­cak­la­rı ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­di. Tek­rar ağ­la­ma­ya baş­la­dı. Hâ­li yü­re­ği­mi dağ­la­dı. Onun için bu hur­ma çe­kir­dek­le­ri­ni top­lu­yo­rum. Bun­la­rı sa­ta­ca­ğım ve o ço­cu­ğun is­te­di­ği el­bi­se ve oyun­cak­la­rı ala­ca­ğım...”

Bu söz­ler be­nim de yü­re­ği­mi dağ­la­dı ve Hazreti Pîr’den ri­câ et­tim:

“Mü­sade­niz olur­sa, ben o ço­cuk­la il­gi­le­ni­rim, gön­lü­nüz ra­hat ol­sun!” de­dim. Son­ra ço­cu­ğu alıp ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­dım.”

Bu gü­zel amel-i sâ­lih be­re­ke­tiy­le nâ­il ol­du­ğu hâ­li, Serî-i Sa­ka­tî, şöy­le ifâde eder:

“Gön­lüm­de bu hiz­me­tin be­re­ke­tiy­le öy­le bir nûr pey­dâ ol­du ki, onun­la bam­baş­ka hâl­le­re maz­har ol­dum ve ni­ce mâ­ne­vî lez­zet­ler tat­tım...”[1]

[1] Osman Nûri Topbaş, İmandan İhsana Tasavvuf, s. 481.

Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları