Sevgide Ölçü Nedir? Sevgi Kime Verilir?

İbadet Hayatımız

Cenâb-ı Hak, bu âlemi bizler için bir imtihan mekânı kılmıştır. Bu imtihanların belki de en ağırı, muhabbet nîmetini nasıl kullanacağımız husûsundadır.

Muhabbetin menşei, kaynağı ve Hâlık’ı, onu kalplere lutfeden Cenâb-ı Hak’tır. Bir Hak dostu, bu hususta şöyle buyurur:

“Allah Teâlâ, kullarına olan şefkat ve merhameti sebebiyle onları kendi Zât’ına muhabbet beslemeye dâvet etti. Kullarından nasipsiz olanlar, bu nîmetten mahrum kaldı. Hak Teâlâ, bu günâhın bir cezâsı olarak onları, gâfil kişilerin muhabbetine giriftâr eyledi.”

EN BÜYÜK AHMAKLIK VE ALDANIŞ 

Gerçekten, Hakk’a muhabbetle râm olamayanlar, fânîlerin ve gelgeç sevdâların kölesi olmaktan kurtulamazlar. Fânîleri, muhabbetin menşei olan Cenâb-ı Hakk’a tercih etmek ise, en büyük ahmaklık ve aldanıştır. Akl-ı selîm sâhibi her insan kolayca anlar ki, muhabbeti ona en lâyık olana, yâni Allah Teâlâ’ya yönlendirmek, yaratılış hikmetinin gereğidir.

Lâyıkını bulamayan muhabbetler, fânî hayâtın hazin israflarıdır. Bayağı ve süflî menfaatlerin kıskacında kalan muhabbetler, kaldırım kenarlarında açan çiçeklere benzer ki, er-geç çiğnenmeye mahkûmdur. Sokağa düşürülmüş bir pırlanta ne kadar tâlihsizdir! Liyâkatsiz bir elin haksız malı olmak, ne hazin bir ziyanlıktır!

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları, 2011