Setr-i Avret Ne Demektir?

Sorularla İslam

Setr-i avret nedir? Namazda erkeklerin kapatmaları gereken yerleri ( setr-i avret ) nerelerdir?

Sözlükte “örtmek” anlamındaki setr ile “vücudun gösterilmemesi gereken mahrem yerleri” anlamındaki avret kelimelerinden oluşan setr-i avret fıkıh terimi olarak namazda ve namaz dışında gereken yerlerin örtülmesini ifade eder.

NAMAZDA ERKEKLERİN KAPATMALARI GEREKEN YERLER

Erkeklerin örtmesi farz olan avret yeri; göbekleri altından diz kapaklarına kadar olan kısımdır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Erkeğin avret yeri, göbeği ile diz kapağı arasıdır.” [1]

Kadınların yüzleriyle ellerinden başka, sarkan saçları dahil bütün bedenleri avret yeri sayılır. Yüzleriyle elleri ise namazda ve bir fitne korkusu bulunmadıkça namaz dışında avret değildir. Sağlam görülen görüşe göre, ayakları avret değildir, fakat kolları ile kulakları ve salıverilmiş saçları avrettir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَلَا يُبْد۪ينَ ز۪ينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا “Kadınlar, kendiliğinden görünen dışında, süs yerlerini açmasınlar.”[2] Hz. Peygamber, “kendiliğinden görünen yerler” i, “eller ve yüz” olarak açıklamıştır.[3] Diğer yandan, Hz. Âişe’den nakledilen, kadının namaz kılarken başını örtmesi gerektiğini bildiren hadis de, saçların örtme kapsamına girdiğini gösterir.[4]

Buna göre kadının baş veya uyluk gibi bir uzvunun dörtte biri, bir rükun edâ edecek kadar açık kalsa, Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre namaz bozulur. Ebû Yûsuf’a göre ise, kadının baş veya başka bir uzvunun yarıdan fazlası açık bulunmadıkça namazı bozulmaz. İlk görüşteki müctehitler dörtte birini tamamı hükmünde sayarken, Ebû Yûsuf yarıdan fazlayı tam hükmünde saymıştır.

Cildin rengini gösterecek derecede ince olan elbise veya çoraplarla avret yeri örtülmüş sayılmaz. Çünkü bununla örtünme gerçekleşmez.

Şâfiler’e göre, vücut hatlarını belli eden dar elbiseyle namaz kılmak kadınlar için mekruhtur, erkeklerin de böyle bir giysiyi terk etmesi daha uygundur.[5]

Dipnotlar:

[1] A. İbn Hanbel, II, 187. [2] Nûr, 24/31. [3] Ebû Dâvûd, Libâs, 31. [4] İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; A. İbn Hanbel, Müsned, IV, 151, 218, 259. [5] Komisyon, İlmihal, Neşr. T.D.V., I, 230, 231.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları