Selimiye Camii'nde Ebced Hesabıyla Anlaşılan Sır

Osmanlı Tarihi

Selimiye Camii'nde ebced hesabıyla ortaya çıkan müthiş sır.

Sü­ley­mâ­ni­ye’de zeminden kubbe üzengi seviyesi 45, kubbe alemi ise 66 arşın yüksekliktedir. Selimiye’de kubbeyi taşıyan sekiz ayağın merkezlerinden geçen dâirenin çapı 45 arşındır. Kubbe kenarı zeminden 45, minâre alemi ise buradan itibaren 66 arşın yüksekliktedir.

Ebced hesabı ile 45 “Âdem” kelimesine, 66 da “Allah” lâfzına tekâbül etmektedir. Her iki câmide de kubbeye yakın minârelerde olmak üzere görünen silüetlerin mesâfeleri de 92 arşındır ki, “Muhammed” ismini ifâde etmektedir.

İşte ecdâdın yaptığı eserlerdeki mâneviyat ve huzurun menbaı!

Şâir ne güzel söyler:

Dün başlar seferber, eller seferber,

Kurşun eritildi, mermer çekildi.

Bunlar; bu kubbeler bu minâreler,

Akçayla olacak şeyler değildi.

Allâh’a giden yol buralardadır;

Kapılar açılır şerefelerden.

Burdan uğurlanır mübârek aylar,

Bayram burda başlar arefelerden.

Mihraplar, kemerler, kubbeler yapmış,

Sul­tâ­nı, çerisi, pîri, vezîri,

Nesilden nesile götürsün diye,

Kanatlar üstünde şanlı Tekbîr’i.

Geçersen altından bu loş kemerin,

Menekşe menekşe, gül güldür içi...

Kapanmaz kapısı Allah evinin,

Ki beş vakit gürül gürüldür içi.

Çiniler, çiniler, taze çiniler:

Boyası göz nûru, fırçası kirpik...

Ey sanat! «Kuruyan dallarımıza

Bir yeşil yaprak ver!» demeye geldik.

Biri hattın; biri mermerin, tuncun,

Kurşunun sırrını aramış, bulmuş;

Yesârî elinde «Lâfza-i Celâl»

Sinan’da kubbeyle minâre olmuş!

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları