Selamlaşma ile İlgili Hadisler

HADİSLER

Peygamberimiz (s.a.v.) neden selam vermeyi emretti? Selamlaşma ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) selamlaşma konusu hakkındaki bazı hadisleri.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) selamlaşma ile ilgili hadis-i şerifleri...

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selâmı yayın.” (Müslim, Îmân, 93)

***

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır.” “Onlar nedir ey Allah’ın Resûlü?” diye sorulunca şöyle demiştir: “Onunla karşılaştığın zaman selâm ver, seni davet ettiğinde ona icabet et, senden nasihat istediğinde nasihat et, aksırıp Allah’a hamd ettiğinde ona duayla karşılık ver, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde cenazesine katıl.” (Müslim, Selâm, 5)

***

Abdullah b. Amr (r.a.) naklediyor:

Bir adam Resûlullah’a, “İslâm’da hangi davranış daha hayırlıdır?” diye sorunca Hz. Peygamber şöyle cevap vermiştir: “(Başkalarına) yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selâm vermen.” (Buhârî, Îmân, 6)

Ebû Ümâme’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“İnsanların Yüce Allah katında en hayırlısı, önce selâm verenleridir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 132-133)

***

Enes b. Mâlik (r.a.) diyor ki:

“Resûlullah bana şöyle buyurdu: ‘Yavrucuğum! Ailenin yanına girdiğin zaman selâm ver. Bu, senin ve ailen için bereket olur.’” (Tirmizî, İsti’zân, 10)

***

Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Sizden biriniz meclise geldiği zaman selam verdiği gibi, ayrılırken de selam versin. Çünkü birinci selam sonrakinden daha faziletli değildir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 138; Tirmizi, İsti’zan, 15)

***

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi:

Yahudi ve Hırıstiyanlara öncelikle siz selam vermeyin.” (Müslim, Selam, 13)

Yine Hz. Peygamber (s.a.v.):Kitab ehli olanlar size selam verdiklerinde ‘ve aleyküm’ deyin. dedi. (Buhârî, İsti’zan, 20; Müslim, Cihad, 116.)