Selam Vermek İçin Çarşıya Çıkan Sahabi

Sahabiler

Karşılaştığı kimselere Allâh’ın selâmını vermek için çarşıya çıkan sahabi...

Übey bin Kâ’b’ın -radıyallâhu anhümâ- tâbiînden sayılan oğlu Tufeyl, sahâbîlerle görüşür, onların bilgilerinden istifâde ederdi. Zaman zaman da Abdullâh bin Ömer’i -radıyallâhu anhümâ- ziyâret eder ve onunla birlikte çarşıya çıkarlardı.

SELAM VERMEK İÇİN ÇARŞIYA ÇIKAN SAHABİ

Tufeyl, Hazret-i Abdullâh’ın, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in emirlerine itaatteki gayretini şöyle anlatır:

“Çarşıya çıktığımızda, Abdullâh bin Ömer kime rastlasa selâm verirdi. Karşılaştığı şahıs ister eski eşya satan, ister değerli mal satan, ister yoksul veya tanınmayan biri olsun, mutlakâ ona selâm verirdi. Bir gün yine onun yanına gitmiştim. Yine birlikte çarşıya çıkmayı teklif etti. Ona:

“–Çarşıda ne yapacaksın! Alışverişten anlamazsın. Satılan malların fiyatlarını sormazsın. Bir şey satın almazsın. Herkesin oturup sohbet ettiği yerlerde oturmazsın. Çarşıya çıkacağımıza şurada otur da birlikte sohbet edelim.” dedim.

Bunun üzerine Abdullâh -radıyallâhu anh- bana şunları söyledi:

“–Kardeşim! Biz, karşılaştığımız kimselere Allâh’ın selâmını vermek için çarşıya çıkıyoruz. Başka bir maksadımız yok.” (Muvatta, Selâm, 6; Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 348)

Bütün sahâbe-i kirâm, Allâh ve Rasûlü’nün emirlerine itaat husûsunda son derece hassas davranırlardı. Selâmı yaygınlaştırıp muhabbeti ziyâdeleştirerek mü’min gönüllerde îman kardeşliğinin yaşanacağı müstesnâ bir zemîn hâsıl ederlerdi. Lâkin Abdullâh bin Ömer -radıyallâhu anhümâ-’nın bu husustaki şevk ve heyecânı, dikkatleri celbedecek kadar yüksek derecedeydi. Nitekim yukarıdaki misaller bunu en bâriz bir şekilde göstermektedir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları