Sarhoş İken Yapılan Boşama Geçerli midir?

Sorularla İslam

Sarhoş iken yapılan boşama geçerli midir?

Bir kimseyi ne dediğini ve ne yaptığını bilmez duruma getiren sarhoşluk, ehliyeti etkiler. Böyle bir kimse ayıldıktan sonra da sarhoşken ne yaptığının ve ne söylediğinin farkında olmaz.

SARHOŞKEN YAPILAN BOŞAMA GEÇERLİ MİDİR?

1) Sarhoşun boşamasını geçerli sayanlar ve delilleri:

Hanefîlere, Şâfiîlerin yeni görüşüne, kendi içinde görüş ayrılığı olmakla birlikte Mâlikîlere ve sağlam görüşlerinde Hanbelîlere göre sarhoşun boşaması geçerlidir. Ancak bunun için sarhoşluğun mubah yolla olmaması gerekir.

Delil; boşamadan söz eden âyetlerde genel anlamın bulunması ve sarhoş olanla olmayının arasının ayrılmamasıdır.” Boşama ikidir.”[1] “Onu (üçüncü olarak yine) boşarsa, artık bundan sonra kadın, kendisinden başka bir erkekle evlenmedikçe ona helâl olmaz.”[2]

Âyetlerin bu genel anlamı, şu hadisle tahsis edilmiştir.

“Küçüğün ve bunamışın boşaması dışında, her boşama caizdir”[3]

Kur’ân’da şöyle buyurulur: “Ne söylediğinizi bilinceye kadar, sarhoş iken namaza yaklaşmayın.”[4] Bu âyette sarhoşlar muhatap alınarak, onların İslâmî emir ve yasaklarla yükümlü olduklarına işaret edilmiştir. Bu yüzden boşamaları da geçerli olmalıdır.

2) Sarhoşun boşamasını geçerli saymayanlar ve delilleri:

Hz. Osman’a, Ömer b. Abdilazîz’e, Hanefîlerden Züfer, Tahâvî ve Kerhîye, İmam Şafiî ve Ahmed b. Hanbel’den gelen birer rivayete, Zâhirî, Ca’ferî ve Zeydîlere göre sarhoşun boşaması geçerli değildir.

Dayandıkları deliller şunlardır: Sarhoşluk akıl ve iradeyi yok eder. Bu yüzden o, akıl hastasına benzer. Akıl hastasının, küçüklerin, mübah bir yolla sarhoş olanın boşamasının geçerli sayılmaması “temyiz gücünün yok olması” yüzündendir. Sarhoşluk da bu niteliktedir. Diğer yandan sarhoşun dinden çıkması geçerli sayılmadığına göre, boşaması da geçerli sayılmamalıdır.[5]

Diğer bir delil Maiz kıssasıdır. Maiz (r.a.), Nebî (s.a.v.)’in huzurunda zina ikrarında bulununca, Allâh’ın Rasûlü onun sarhoş olup olmadığını araştırmıştır. Eğer sarhoş olsaydı, yaptığı ikrar sözlerinden kendisini sorumlu tutmayacak, sarhoş olmadığı anlaşılırsa sorumlu tutacaktı. Bu hadis, sarhoşun söz ve fiillerinden sorumlu olmadığını gösterir.[6]

Hukuk-ı Aile Kararnamesinin 104 ncü maddesinde; “Sarhoşun talakı muteber değildir.” denilerek Osmanlı Devleti uygulamasında bu ikinci görüş esas alınmıştır. Bu maddenin gerekçesinde özet olarak şöyle denilir: “Ulemânın cumhûru, sarhoşluğu haram veya mübah yolla olmak üzere ikiye ayırmış, haram yolla sarhoş olanın boşamasını geçerli sayarken, mübah yolla sarhoş olanın boşamasını ise geçersiz saymıştır. Halbuki burada, temyiz gücünden geçici olarak mahrumluk söz konusudur. Temyiz gücüne sahip olmayan akıl hastalarının boşaması geçerli olmadığına göre, bu hükümde olan sarhoşun boşamasının da geçerli olmaması gerekir. Diğer yandan sarhoşa, içkiden dolayı ayrıca bir ceza veriliyor. Sarhoşken yaptığı fiillerini hukuki sonuçlara bağlayarak bir ailenin mahvı yoluna gitmekle bu ceza arasında bir ilgi kurulamamıştır.”[7]

Sonuç olarak, mü’minin içkiden uzak durması ve özellikle aile fertlerine de içkinin zarar ve sıkıntılarını çektirmemesi gerekir. Bununla birlikte her nasılsa içki içen bir mü’min bu sırada eşini boşamışsa, İslâm mahkemesinde boşama sırasında akıl, idrak ve şuurunun yerinde olup olmadığı araştırılmalı ve temyiz gücü varsa, boşama geçerli sayılmalıdır. Eğer temyiz gücü yok olmuşsa akıl hastası gibi kabul edilerek, yalnız içki cezasının uygulanması ile yetinilmelidir. Bununla yukarıdaki iki görüş birleştirilmiş bulunur.

Dipnotlar:

[1]. Bakara, 2/229. [2]. Bakara, 2/230. [3]. Buhârî, Talâk, 11; Tirmizî, Talâk, 15; İbn Mâce, Talâk, 15. [4]. Nisâ, 4/43. [5]. Kâsânî, age, III, 99; İbnü’l-Hümâm, age, III, 40. [6]. Kâsânî, age, III, 99. [7]. Cerîde-i İlmiye, Yıl:4, Sy. 34, Rabîu’l-Evvel 1336, s.1017 vd.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları