Şarap İçen Gencin İbretlik Hikâyesi

Hikâyeler

Kendimizde bulunduğunu düşündüğümüz fazîletlerin belki de daha üstünü, küçük gördüğümüz nice kimsede mevcut olabilir. Bu sebeple Allâh’ın kullarını hor görmek, hakîkatte kendimizi küçülten yanlış bir davranıştır.

Rivâyete göre, Muhyiddin İbn-i Arabî Hazretleri bir sahilden geçerken, testiyi başına dikip şarap içen bir genç gördü. Aynı genç bir yandan da yanındaki bir kadına taşkınlık ediyordu. Hazret, içinden şöyle geçirdi:

“–İnsan, mahlûkat içinde kendisini en aşağı bilmeli, mütevâzı olmalı. Ama ben herhâlde şu günahkâr gençten de kötü değilimdir. Şarap içmiyorum, lâubâli hareketler ve ahlâksızlıklar da yapmıyorum.”

Tam o sırada denizden bir feryat duyuldu:

“–Batıyoruz, imdât!..”

Bu sesi duyan genç, elinden testiyi atarak kaşla göz arasında denize atladı ve birkaç dakika içinde, boğulmak üzere olan dört kişiyi kurtararak sahile taşıdı. Olup biteni hayretler içinde izleyen İbn-i Arabî Hazretleri, biraz önce aklından geçen düşüncelerden mahcup oldu ve kendi kendine:

“–Bak, o küçümsediğin, günahkâr ve hakîr gördüğün genç, dört kişiyi birden kurtardı. Ya sen ne yaptın!? Bir kişi bile kurtaramadın!..” dedi.

NEZİH BİR HAYATIN TÂLİMİ

Nihâyet, gencin bu merhamet ve şefkati sebebiyle İbn-i Arabî Hazretleri ile aralarında bir muhabbet peydâ oldu. Genç, önceki hayat tarzını terk ederek İbn-i Arabî Hazretleri’nin dizi dibinde, nezih bir hayatın tâlimine başladı, onun sâdık bir tâkipçisi oldu.

FAZÎLETLERİN ÜSTÜNÜ

Demek ki, kendimizde bulunduğunu düşündüğümüz fazîletlerin belki de daha üstünü, küçük gördüğümüz nice kimsede mevcut olabilir. Bu sebeple Allâh’ın kullarını hor görmek, hakîkatte kendimizi küçülten yanlış bir davranıştır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013