Samimi Tövbe Nasıl Yapılır?

Sorularla İslam

İhsan duygusu içinde yaşayan, Cenâb-ı Hakk’ın kendisini devamlı görmekte olduğu şuûrunu taşıyan ve bütün yaptıklarından dolayı kıyamet gününde Allah’a hesap vereceğine inanan bir Müslüman, bu hâliyle aslâ günah işleyemez.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve merhametli bulacaktır.” (Nisâ, 110)

Resûlullah buyurdular:

“Günahlardan hâlis olarak tövbe eden kişi hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn-i Mâce,Zühd,30)

Kul, fıtratı icabı günah işleyebilir. Mühim olan yaptığı günahlardan dolayı pişmanlık duyması ve bir daha yapmayacağına dair kesin karar verip tövbe etmesidir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur:

“Her Âdemoğlu hatâ eder; hatâ edenlerin en hayırlısı ise, hatâlarının ardından tövbe edenlerdir.” (Tirmizî, Kıyâmet 49)

SAMİMİ TÖVBE

Samîmî tövbe; yapılan günahın çirkinliğini insanın bilmesi, bunu vicdanının kabul etmesi, onu işlediğine pişmanlık duyması ve kendi kendine:“Ben artık bu suçu bir daha yapmayacağım.” diye söz vermesidir. İnsanı kurtaracak olan samîmî tevbe (tevbe-i nasûh) işte budur. İşlediği günahtan pişmanlık duyan kimse, tevbe ettiğini diliyle söylerken, gönlü gerçekten pişmanlık duymalı ve bu konudaki kusur ve noksanlarını gidermeye çalışmalıdır. Dili tevbe edip, kalbi günah işlemekte kararlı olanlar hakkında şâir ne güzel söyler:

“Elde tesbih, dudakta tevbe, kalb ise günahların şevk ve muhabbeti ile dolu olursa, o masiyet ve günahlar, kişinin tevbe ve istiğfarı ile alay ederler.”

MÜMİNİN GÜNAHI

Mü’min, işlemiş olduğu günahını dâima gözünde büyütmelidir. Hak dostları, en ufak zellelerini dahi dağlar gibi büyük görmüşler, derin bir mahviyyet içinde, Hak Teâlâ Hazretlerine gözyaşları ve büyük bir teessür içinde istiğfar etmişlerdir. Nitekim bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulur:

“Mü’min günahını, üstünde bir dağ gibi görüp, üzerine düşeceğinden korkar. Münafık ise, sinek gibi konup uçacak şekilde görür.” (İhyâ, c.4, s.29)

 İhsan duygusu içinde yaşayan, Cenâb-ı Hakk’ın kendisini devamlı görmekte olduğu şuûrunu taşıyan ve bütün yaptıklarından dolayı kıyamet gününde Allah’a hesap vereceğine inanan bir Müslüman, bu hâliyle aslâ günah işleyemez.

Kaynak: Osman Ersan, Altınoluk Dergisi Kasım-2002