Şakacı Sahabi

Sahabiler

Şakayı ve şaka yapmayı seven sahabi; Numan Bin Amr’ı (r.a.) öfkeli kalabalığın elinden kurtaran beyan...

Mahreme bin Nevfel (r.a), Medine’de bulunuyordu. Âmâ ve yaşlı bir zât idi. Tam 115 yaşındaydı. Bir gün mescitte kalktı, dışarı çıkıp küçük abdestini bozmak istedi. Şaka ve esprileriyle tanınan Numan (r.a), hemen yerinden fırlayıp Mahreme’nin yanına geldi. Onu mescidin bir kenarına çekerek:

“–İşte buraya yap” dedi.

Mahreme de oraya oturdu ve abdestini bozmaya başladı. İnsanlar ona bağırıp çağırmaya başladılar. Tuvaletini bitiren yaşlı zât:

“–Beni buraya kim getirdi, kahrolasıca!” dedi.

Ona:

“–Seni buraya Numan getirdi” dediler.

Zavallı ihtiyar:

“–Bana yaptığını Allah da onun başına getirsin” diye beddua ettikten sonra:

“–Şâhit olunuz, adağım olsun, eğer ben onu elime geçirirsem, şu bastonumla öyle bir vuracağım ki, ölünceye kadar unutamayacak” dedi.

HZ. OSMAN (R.A.) DA NASİBİNİ ALDI

Bu hâdisenin üzerinden bir müddet geçti ve Mahreme de olanları unuttu. Bir gün Hz. Osman (r.a.) mescidin bir kenarında namaz kılarken Numan, Mahreme’nin yanına giderek:

“–Numan’dan intikam almak istiyor musun?” dedi.

Önceki hâdiseyi hatırlayan Mahreme:

“–Evet, nerdeyse beni ona götür” dedi.

Numan, kolundan tutarak Mahreme’yi Hz. Osman’ın (r.a) arkasından yaklaştırıp:

“–İşte Numan budur” dedi.

Hz. Osman (r.a), namaz kılarken öyle bir huşû hâline bürünürdü ki, hiç bir şeyden haberi olmazdı. Mahreme iki eliyle asasını tuttu ve bütün gücüyle Hz. Osman’ın (r.a) kafasına indirdi. Hz. Osman’ın (r.a) kafası yarıldı. İnsanlar:

“–Sen ne yaptın. Mü’minlerin Emîri’ne vurdun” dediler.

“BEDR’İN ARSLANLARI”

Bu hâdiseyi işiten Zühreoğulları Numan’dan intikam almak istediler, fakat Hz. Osman (r.a.) onlara:

“–Numan’ı bırakın! Allah cezâsını versin, o Bedir ashabındandır” diyerek affetti. (İbn Abdilber, el-İstîâb, III, 1380; IV, 1528-1529 Kandehlevî, Hayâtu’s-sahâbe, III, 128-129)

Bedir Gazvesi’ne katılan Ashâb-ı Kirâm’ın ayrı bir yeri vardır. Çünkü onlar “Bedr’in Arslanları” idiler ve şanları âfâkı sarmıştı. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de onları methetmiş ve günahlarını affettiğini bildirmişti. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve Ashâb-ı Kirâm, Bedir Ashâbı’na farklı muâmele etmişlerdir.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Hz. Osman’dan 111 Hayat Ölçüsü, Erkam Yayınları