Sahip Olunan En Faziletli 3 Şey

İbadet Hayatımız

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in müjdesiyle Müslümanın sahip olduğu en faziletli üç şey nedir?

Onlar, fâsıklardan kaçıyorlardı.

Çünkü;

İnsan, su gibidir. Su nasıl girdiği kabın şeklini alırsa, insan da bulunduğu yerdeki insanların kalbî husûsiyetlerinden tesir alır.

Fâsıklardan fısk u fücûr, sâlihlerden feyiz ve mâneviyat tesiri gelir.

Bu sebeple; kalbin samimiyet ve ihlâsını korumanın en mühim şartlarından biri, insanın bulunduğu çevreye dikkat etmesidir. Münkir, fâsık ve şerlilerden uzak durup; müttakî, sâlih ve sâdık kimselerle beraber bulunmaya gayret etmesidir.

Bir mü’min; bilhassa tahsil, izdivaç ve meslek seçiminde mutlaka bu husûsa riâyet etmelidir. Evlâtlarını okutacağı mektepleri tayin ederken de en çok, hoca ve arkadaş çevresinin kalbî mahiyetlerinin nasıl olacağına dikkat etmelidir.

İnfâkı emreden âyetler inmeye başladığı zaman ashâb-ı kiram, Rasûlullah Efendimiz’e gelip;

“‒Keşke hangi şeyin daha hayırlı olduğunu bilsek de, ondan biraz edinsek (onun üzerine yoğunlaşsak)” dediler.

SAHİP OLUNAN EN FAZİLETLİ 3 ŞEY

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdu:

“–Sahip olunan şeylerin en fazîletlisi;

  1. Zikreden bir dil;
  1. Şükreden bir kalp;
  1. Zevcine îmânında yardım eden (Allah yolunda ona destek olan ve onu teşvik eden) mü’mine bir zevcedir. (Bunlar üzerinde yoğunlaşın.)” (Tirmizî, Tefsir, 9/9)

Bugün bir ev alırken şu iki hususa bilhassa dikkat etmek daha bir ehemmiyetli:

‒Komşular sâlih mi?

‒Camiye yakın mı?

Yaşarken böyle. Vefattan sonrası için de yine düstur şudur:

“Ölülerinizi, sâlih insanların arasına defnediniz. Hayattaki insanın kötü komşudan rahatsız olması gibi, ölü de kötü komşudan rahatsız olur.” (Ebû Nuaym, Hilye, VI, 354; Deylemî, Müsned, I, 102)

Kur’ânî tâlimatlar çok sarihtir / açıktır:

“…Zâlimler topluluğu ile oturma!” (el-En‘âm, 68)

“…Kâfirlerle beraber oturmayın! Yoksa siz de onlar gibi olursunuz!..” (en-Nisâ, 140)

Rasûlullah Efendimiz de buyurur:

“Müşriklerin ateşiyle aydınlanmayın!” (Nesâî, Ziynet, 51; Ahmed, III, 99)

Çünkü İmam Gazâlî Hazretleri’nin buyurduğu gibi; fâsıklar ve gafillerle zâhirî beraberlik, zamanla zihnî beraberliğe, zihnî beraberlik de bir müddet sonra kalbî beraberliğe dönüşür. Bu ise, insanın adım adım helâke sürüklenmesi demektir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Eylül, Sayı: 187