Sahip Olduklarınızın Ne Kadar Sizin?

İbadet Hayatımız

Gerçek servetimiz nedir? Ömrümüzün büyük bir kısmında çalışarak sahip olduğumuz malların aslında ne kadarı gerçekte bizim? Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu konuda ne buyuruyor? İşte cevabı... 

Gerçek servetimiz, infâk edebildiklerimizdir. Bize gerçek mânâda fayda sağlayacak olan asıl malımız, Allah rızâsı uğruna feda ederek şimdiden âhirete gönderebildiklerimizdir.

Yunus Emre Hazretleri buyurur:

Bir imâret göster bana, son ucu vîrân olmaya,
Kazan ol malı kim senden, ölücek geri kalmaya…

İnsana geçici bir süreliğine emanet olarak verilen dünya nîmetleri, yine dünyada kalacaktır. İnsan ise dünyada bırakacağı o nîmetlerin helâlinin hesabını verme, haramının da cezâsını çekme mes’ûliyetiyle âhirete irtihâl edecektir.

Dolayısıyla mü’min, dünya nîmetleriyle imtihanında, o fânî nîmetleri ebedî kazanca dönüştürebilme firâsetiyle hareket etmelidir.

“DESENE BİR KÜREK KEMİĞİ HÂRİÇ, HEPSİ BİZİM OLDU!”

Şu hadîs-i şerîf, bu hakîkati ne güzel îzah eder:

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in âilesi bir koyun kesmişti. Birçok kimseye infakta bulunulduktan sonra Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- koyundan geriye ne kaldığını sordu:

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-:

“–Sadece bir kürek kemiği kaldı.” cevabını verince, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Desene bir kürek kemiği hâriç, hepsi bizim oldu!” buyurdu. (Tirmizî, Kıyâmet, 33)

Yani gerçek servetimiz, infâk edebildiklerimizdir. Bize gerçek mânâda fayda sağlayacak olan asıl malımız, Allah rızâsı uğruna feda ederek şimdiden âhirete gönderebildiklerimizdir.

İnsanın bu fânî cihanda yerli edâsıyla oturmaması gerektiğini ve dünya nîmetlerinin birer imtihan malzemesi olduğunu, Ziyâ Paşa beyitlerinde ne güzel ifade eder:

Dehrin, ne safâ var acabâ sîm ü zerinde;
İnsan bırakır hepsini hîn-i seferinde!..

“Şu fânî cihânın gümüş, altın ve sâir metâlarında esâsen hiçbir safâ yoktur. Çünkü insan, ebedî âleme yolculuğu esnâsında, yani son nefesinde bunların hepsini geride bırakır, tek başına sefere çıkar!”

Seyretti havâ üzre denir taht-ı Süleyman,
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde!..

“Hazret-i Süleyman’ın tahtının yükseklerde dolaştığı, onun kimseye nasîb olmamış derecede muhteşem bir saltanat sürdüğü söylenir. Lâkin şimdi o saltanatın da yerinde yeller esmektedir.”

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- fânî dünya nîmetlerine nasıl bakmamız gerektiğini, şu hadîs-i şerîfte ne güzel hulâsa etmiştir:

“Âdemoğlu; «malım, malım» deyip duruyor. Ey Âdemoğlu! Yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var!?” (Müslim, Zühd, 3-4)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2019 – Aralık, Sayı: 406