Sahabenin Kulluk Hayatı Nasıldı?

Sahabiler

Sahabenin kulluk hayatı nasıldı? Sahabiler İslam’ı nasıl yaşardı? Asr-ı Saadet’te kulluk hayatı...

Kays bin Ubâd (ra)ʼın naklettiği şu hâdiseyi zikredelim:

“Medîne Mescid’inde oturuyordum. (Aralarında bulunduğum insanlar içinde Peygamber (sav) Efendimiz’in ashâbından bâzıları da vardı.) O esnâda yüzünde huşû eseri görülen bir zât içeri girdi. Cemaat:

«‒Bu, Cennet ehlinden bir zâttır!» dediler.

Bu zât, câiz olacak kadar kıraatte bulunarak hafifçe iki rekât namaz kıldı, sonra da çıkıp gitti. Ben de onu takip ettim. Kendisine:

«‒Sen Mescid’e girdiğin vakit insanlar; senin Cennet ehlinden bir zât olduğunu söylediler.» dedim.

Bunun üzerine şöyle buyurdu:

«‒(Sübhânallâh!) Vallâhi hiç kimseye bilmediği bir şeyi söylemesi yakış­maz. Bunu niçin söylediklerini sana anlatayım:

Ben Rasûlullah (sav) Efendimiz zamanında bir rüyâ gördüm ve onu Efendimiz (sav)’e anlattım. Kendimi bir bahçede gördüm. (Burada bahçenin genişliğini, yeşilliğini ve güzelliğini anlattı.) Bahçenin ortasında demirden bir direk vardı. Alt kısmı yerde, üst kısmı gökte idi. Tepesinde bir kulp vardı. Bana:

“–Direğe çık!” denildi. Ben:

“–Yapamam!” dedim. Hemen bir hizmetçi gelip elbisemin arkasından tu­tarak kaldırdı, ben de tırmandım, tâ direğin en üstüne çıktım ve kulpa yapıştım. Bana:

“–Sıkıca tut!” denildi. Kulp elimdeyken uyandım. Bu rüyâyı Nebiyy-i Ekrem (sav) Efendimiz’e anlattım. Allah Rasûlü (sav):

“‒O bahçe İslâm’dır. Bu direk de İslâm’ın direğidir. Kulp da Urve-i Vüskâ’dır (yani sapasağlam îman ve İslâm kulpudur). Sen ölünceye kadar İslâm üzere olacaksın!” buyurdular. Bu adam da Abdullah bin Selâm’dır».” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 19; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 148)

Diğer bir rivâyete göre Rasûlullah (sav) Efendimiz:

“Abdullah, Urve-i Vüskâ’ya sıkıca yapışmış vaziyetteyken ölecek!” buyurmuşlardır. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 149)

Abdullah, Efendimiz (sav)’in kendisine verdiği müjdeye güvenerek hiçbir zaman rehâvete kapılmamış, aksine sağlam bir irâde ile gayretini daha da artırmış, İslâm’ın sapasağlam kulpuna sıkıca sarılmış ve bu bağlılığını hiçbir zaman zayıflatıp gevşetmemiştir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Genç Dergisi, Temmuz-2014