Saf Suresi 8. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Saf Suresi 8. ayeti ne anlatıyor? Saf Suresi 8. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Saf Suresi 8. Ayetinin Arapçası:

يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

Saf Suresi 8. Ayetinin Meali (Anlamı):

Onlar, Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Fakat Allah nûrunu mutlaka tamamlayacaktır; kâfirler hoşlanmasa da!

Saf Suresi 8. Ayetinin Tefsiri:

Tüm esaslarını Kur’ân-ı Kerîm ve sünnet-i seniyyenin oluşturduğu İslâm dininin sahibi Cenâb-ı Hak’tır. Onu insanlığın kurtuluşu için son olarak Hz. Muhammed (s.a.s.)’e tâlim etmiştir. Kıyâmete kadar bir başka peygamber ve bir başka din gelmeyecektir. Kurtulacak olanlar bu dine inanarak kurtulacak, kaybedenler de bu dine yüz çevirdikleri için kaybedeceklerdir. Bu dine inananlar tüm güçleriyle onu yaşamak, yaşatmak ve yaymak için çalışırlarken, ona düşman olanlar da onu engellemek için mücâdele vereceklerdir. Tarih boyunca bu mücâdelenin böylece devam ettiği görülür. Fakat neticede hep İslâm galip gelmiştir. Bu gün de yarın da aynı mücâdele devam edecek, fakat kâfirler ve müşrikler istemese de yine İslâm galip gelecektir. Bu Allah’ın va’didir.

Şâir Bâkî der ki:

“Güneşin zerre kadar kadrine noksan gelmez,

Eylese nûr-ı cihan-tâbını huffâş inkâr.”

“Yarasalar, tüm cihanı aydınlatan nûrunu inkâr etse de güneşin kadr ü kıymetine zerre kadar bir noksanlık gelmez.”

Dolayısıyla müslümanlar bu iman ve umutla dinlerine sarılıp, onu yüceltme yolunda bütün güçlerini ortaya koyarak gayret etmelidirler. Onların vazifesi, kendilerine düşen tarafıyla sorumluluklarını yerine getirmeleridir. Gerisi Allah’a kalmıştır. O, va’dini mutlaka yerine getirecektir.

Bu müjdenin, İslâm’ın sadece Medine’yle sınırlı olduğu, müslümanların sayısının birkaç bini geçmediği, kâfirlerin bu dini yok etmede kararlı oldukları ve Uhud’da yenilgiye uğrayan müslümanların kendilerine olan güvenlerinin sarsıldığı bir dönemde gelmiş olması, apayrı bir ehemmiyet taşımaktadır. İşte bu şartlar altında Allah Teâlâ İslâm nûrunun sönmeyeceğini, aksine daha da ışıldayarak tüm dünyaya yayılacağını müjdelemiş ve bu müjde ayniyle gerçekleşmiştir. (bk. Tevbe 9/33; Fetih 48/28)

Şunu belirtmek gerekir ki, bu müjdeden maksat, İslâm dışında başka bir dinin kalmaması değildir. Maksat, müslümanların üstün ve galip gelmeleridir. Âhir zamanda İslâm dışında herhangi bir dinin kalmaması da bu üstünlüğün şumûlü içindedir.

O halde:

Saf Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Saf Suresi 8. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...