Sadakası Kabul Olunan Sahabinin Sırrı

Hikâyeler

Sahabi hangi ameli sonucunda Peygamber Efendimizden (s.a.v) sadakasının kabul olunduğu müjdesini alıyor?

İnfak sadece maddiyattan değildir. Allah Teâlâ hangi nimeti verdiyse, kul onu infâk etmelidir.

  • İlmi ve irfânı olan; önce kendisini irşâd edecek, sonra müsterşidi / irşâd bekleyenleri irşâd edecek.

Bilhassa bugün müsterşid pek çok, irşâd edecek kimseler ise çok az.

Bugün bu sebeple, yani ihtiyaç çokluğundan dolayı irşad vazifesi, farz-ı ayn durumundadır.

  • Sıhhat ve afiyet içindeki mü’min; canıyla, gücü ve kuvvetiyle de hastalara, muhtaçlara, bakıma muhtaçlara hizmet edecek.
  • Bir mü’min; hiçbir şeyi olmasa, samimî tebessümüyle, güzel sözleriyle ve tavsiyeleriyle de sadaka verecek.

Hattâ haklarını helâl ederek dahî infak mümkündür. Asr-ı saâdetteki şu hâdise gibi:

SADAKASI KABUL OLUNAN SAHABİNİN SIRRI

Ulbe bin Zeyd -radıyallâhu anh-, Tebük Seferi’ne iştirâk edebilmek için binek bulamayan fakir sahâbîlerdendi. Binek bulması için Efendimiz’e müracaat etmiş, fakat Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de imkânı olmadığı için yardım edememişti. Hüzünlendi. Gecenin bir kısmı geçince kalktı, namaz kıldı ve şöyle yalvardı:

“Ey Allâh’ım! Sen cihâda çıkmayı emir ve teşvik buyurdun. Hâlbuki ben, üzerine binip Rasûl’ün ile birlikte cihâda çıkabileceğim bir hayvana sahip değilim! Rasûl’ünün elinde de beni üzerine bindirecek bir hayvan bulunmuyor. Ben her zaman mal, beden ve eşyadan üzerime düşen sadakayı vermişimdir.

Ey Allâh’ım! Kulların içinde bana nasîb ettiğin şu bir parça malımı tasadduk ediyorum.”

Sabah olunca Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanına gelip şöyle dedi:

“–Yâ Rasûlâllah! Elimde sadaka olarak verebileceğim bir şey yok. Şu bir parça eşyamı tasadduk ediyorum. Bundan dolayı beni üzen veya bana kötü söyleyen yahut da benimle alay eden kimseye de hakkımı helâl ediyorum!

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-;

“–Allah sadakanı kabul etsin!” buyurdu ve başka bir şey söylemedi. Ertesi gün ise bu sahâbîye;

“–Ben senin sadakanı kabul ettim. Seni müjdelerim! Muhammed’in varlığı kudret elinde bulunan Allâh’a yemin ederim ki, sen sadakası kabul olunanların dîvânına yazıldın.” buyurdu. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, II, 500; İbn-i Kesîr, es-Sîre, IV, 9; Vâkıdî, III, 994)

Cenâb-ı Hak; cimrilik, hodgâmlık ve israftan hepimizi ve nesillerimizi muhafaza eylesin.

Bizleri; her türlü imkânımızı, Allah yolunda ihlâsla infâk edenlerden eylesin. İbâdetlerimizi, hayırlarımızı, hizmetlerimizi ve infaklarımızı ahsen-i kabul ile makbul buyursun. Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2021 Ay: Kasım, Sayı: 201