Sabırlı Olmanın Mükâfatı

HAYATIMIZ

Kur’ân-ı Kerîm’de üzerinde en çok durulan hususlardan biri olan sabır, değişen acı-tatlı şartlar karşısında kalbî muvâzeneyi bozmamak, kulluk dengesini ve gayretini muhafaza etmektir.

Hastalık, fakirlik, felâket ve musîbetlerle, bilhassa dînin tebliği ve gâfillerin îkâzı sırasında karşılaşılan eziyetlere Allah için katlanmak; kulunu bunlarla imtihan eden Allah Teâlâʼnın rızâsını celbeder. Böyle durumlarda müʼmin, dâimâ peygamberlerin yaşadıkları ağır imtihanları, geçtikleri çile çemberlerini düşünerek kalbî muvâzenesini korumalı, azim ve gayretini tazelemelidir.

Mevlânâ Hazretleri, peygamberlerin en mühim vazifesi olan tebliğ ve irşâdın ne büyük bir sabır işi olduğunu ifâde sadedinde:

“Belâlardan çoğu peygamberlere gelir. Çünkü ham adamları yola getirmek, zaten (başlı başına bir) belâdır.” buyurmuştur.

Fakat yine Mevlânâ Hazretleri, bu gibi iptilâlara sabırla tahammül göstermenin insana kazandırdığı kemâlâtı ifâde sadedinde de:

“Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.” buyurmuştur.

Zira gül, dikene tahammülü sâyesinde terbiye ve tezkiye olur. Müʼminin mânevî terakkîsinin en mühim şartı da sabır süzgecinden geçmek, yani Allah yolunda başına gelen sıkıntılara âhiretteki mükâfâtını düşünerek sabırla katlanmaktır. Şikâyeti, isyânı, sızlanmayı bir kenara bırakmaktır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013

SABIR NEDİR? SABIRLA İLGİLİ AYETLER

GERÇEK SABIR NEDİR?