Şaban Ayının 15. Gecesinin Fazileti

İbadet Hayatımız

Şaban ayının 15. gecesinin önemi nedir? Şaban ayının 14. gününü oruçlu geçirip akşamında namaz kılmanın fazileti nedir? Şaban ayının 15. gecesi hangi kandildir? Şaban ayının 15. gecesi ile ilgili hadisler.

Receb ayı ile başlayan bereket ve rahmet dolu günler, Regâip ve Miraç Kandili’nin ardından Şaban ayı ile devam ediyor. Şaban ayının her günü kıymetlidir. Ancak bilhassa 14’ünü 15’ine bağlayan gece, Berat Kandili olarak adlandırılmış ve Peygamber (s.a.s.) Efendimiz tarafından da muhtelif ibadetlerle değerlendirilmiştir.

Berat Kandili 6 Mart 2023 Pazartesi gecesi idrak edilecek.

ŞABAN AYININ 15. GECESİNİN FAZİLETİ

Bu gece, neredeyse Kadir gecesi kadar değerli bir gece olduğu hâlde, Kadir gecesi, Ramazan ayı içinde gizlenmiş; ancak Berat gecesi, Şaban ayında hangi gün ve gece olduğu bir lütuf olarak bildirilmiştir. Hazret-i Âişe Vâlidemiz şöyle anlatıyor:

“Resûlullah bir gece kalktı ve namaza durdu. Nihayet secdeye vardı. Secdesini o kadar uzattı ki, ben ruhunun kabzedildiğini (vefat ettiğini) düşündüm. Kalktım, yanına vardım. Parmağına dokunuverdim. Canlı olduğunu görünce geri döndüm. O esnada secdede bulunan Allah Resûlü sızlanıyor, yalvarıyor ve şöyle diyordu:

«Allâh’ım! Azâbından affına sığınıyorum, gazabından rızâna sığınıyorum. Senden yine Sana sığınıyorum. Seni, ben, Senin kendini övdüğün gibi aslâ övemem! Seni, ancak Sen övebilirsin. Zâtına lâyık övgüyü, ancak Sen yaparsın, Allâh’ım!»

Rasûlullah başını secdeden kaldırdı, namazını tamamladı ve dedi ki:

«-Ey Âişe! Bu gecenin hangi gece olduğunu biliyor musun?»

«-Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dedim.

«-Bu gece, dedi, Şaban’ın yarısı, yani on beşinci gecesidir. Allah bu gece kullarına ve kullarının fiil ve davranışlarına bakar. Bağışlanmak isteyenleri bağışlar, merhamet dileyenlere merhamet eder. Kin, hased ve kötü amel sahiplerini tevbe etmezlerse, rahmetsiz, mağfiretsiz olarak olduğu gibi bırakır.»” (et-Tergîb ve’t-Terhîb, II/119)

ŞABAN AYININ 15. GECESİNDE YAPILACAK İBADETLER

Başka bir hadîs-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

“Şaban’ın yarı (on beşinci) gecesi olduğu vakit, gecesinde ibadet için kalkınız, gündüzünde de oruç tutunuz. Zira Allah Teâlâ, güneşin batışından itibaren rahmetiyle dünya semâsına tecelli buyurur:

«Bağışlanmak isteyen yok mu? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Onu rızıklandırayım. Dertli yok mu? İstesin de derman vereyim.»

Bu çağrı, şafak sökünceye kadar devam eder.” (İbn-i Mâce, İkame, 191; Ahmed bin Hanbel, VI, 238; Tirmizî, Savm, 38)

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, Recep ayından itibaren oruç, namaz ve Kur’ân tilâvetini artırır; Şaban ayında ise Recep ayından daha fazla ibadetle meşgul olurdu. Bilhassa Ramazan ayına erişince, artık kendisini neredeyse tamamen ibadete verirdi. Ashâb-ı kirâm:

“-Yâ Resûlallâh! Hiçbir ayda Şaban ayında tuttuğunuz oruç kadar (nâfile) oruç tutmuyorsunuz? Neden?” diye sorduklarında Peygamber (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur

“-Bu ay, Receb ayı ile Ramazan ayı arasındaki Şaban ayıdır. İnsanların ehemmiyetini anlayamadığı bir aydır. ki o ayda ameller (ibadetler) Âlemlerin Rabbine, kâinatın Yaratıcısı’na kaldırılır, arz olunur. Ben istiyorum ki, benim amelim, ibadetim ben oruçlu ilen Cenâb-ı Hakk’a arz olunsun.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, V/201; Nesâî, Sıyâm, 70)

Cenâb-ı Hak, bu bereket ve rahmet mevsiminden yeterince istifade eden kulları arasına bizleri de dahil eylesin. Yâ Rabbi, Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır. Âmin.

Kaynak: Zâhide Topçu, Şebnem Dergisi, Sayı: 182