Rûm Suresi 27. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Rûm Suresi 27. ayeti ne anlatıyor? Rûm Suresi 27. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Rûm Suresi 27. Ayetinin Arapçası:

وَهُوَ الَّذ۪ي يَبْدَؤُا الْخَلْقَ ثُمَّ يُع۪يدُهُ وَهُوَ اَهْوَنُ عَلَيْهِۜ وَلَهُ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ۟

Rûm Suresi 27. Ayetinin Meali (Anlamı):

O, bütün varlıkları ilkin yoktan yaratan, sonra dünyada bu yaratmayı tekrar tekrar yineleyen ve âhirette her şeyi yeniden yaratacak olandır. Bu yaratılışı tekrarlama ve en son yeniden yaratma O’nun için çok daha kolaydır. Göklerde ve yerde tecelli eden en yüce sıfatlar Allah’a aittir. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.

Rûm Suresi 27. Ayetinin Tefsiri:

Bu muazzam varlıkları böylece tutabilmek ve düşmelerini engellemek Allah’tan başka kimin haddinedir. Eğer Allah bir an kâinattan ilgisini kesse, kendisine bir zarar gelmeyeceği kesin olmakla birlikte, tüm kâinat darmadağın olur. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Gökleri ve yeri hiçbir arızâya meydan vermeden tutan ve yok olup gitmekten koruyan Allah’tır. Şayet yıkılıp gidecek olsalar, yemin olsun ki, Allah’tan başka onları tutabilecek hiçbir güç yoktur. O, ceza vermekte acele etmeyen ve çok bağışlayandır.” (Fâtır 35/41)

Serdedilen delillerin açıkça delâlet ettiği gibi nihâyetsiz bir kudret, ilim ve hikmet sahibi olan Allah veya O’nun emriyle bir melek, mahşer günü bir kez “Kalkın!” diye emrettiği zaman tüm insanlar dirilip kabirlerinden kalkacaklardır. Yaratıkların O’nun çağrısına icâbet etmemeleri ve O’nun emrine aykırı davranmaları söz konusu olamaz. Çünkü hepsi O’nundur; ister gönüllü ister gönülsüz olsun, O’na itaat etmek mecburiyetindedirler. Kâinattaki sayısız varlıkları başlangıçta yoktan yaratıp, milyonlarca yüzyıldır bu yaratılışı bir an aksatmadan tekrarlayan Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de haber verdiği şekilde kıyâmeti koparıp insanları yeniden diriltmeye elbette kadirdir. Hatta bunu yapmak O’nun için pek kolaydır. Çünkü göklerde ve yerde en yüce sıfatlar, en büyük şan ve şeref O’nundur. Şöyle ki; varlıkta “kıdem”, cömertlikte “kerem”, kudrette “şumûl”, yardımda “kemâl”, ilimde “bütün varlıklara taallük”, hüküm ve kararda “mutlaka tahakkuk etme”, meşîette “hedefe ulaşma”, ceberûtta “izzet ve celâl”, melekûtta “mecd ve cemâl” vasıflarıyla en yüce sıfatlar O’nundur. O’nun her şeye gücü yeter. Yapmak istediği bir şeyi engelleyebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Fakat  Allah Teâlâ, bu karşı konulmaz kudretiyle rastgele iş yapmaz. Bütün hükümleri ve fiilleri, sayısız hikmetlere dayalıdır.

Şimdi, bütün bu açık delillere rağmen Allah’a ortak koşmanın ne kadar asılsız ve mantıksız bir düşünce olduğunu anlamak için şu örneği dinleyin:

Rûm Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Rûm Suresi 27. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...