Ramazan'da Gıybet ve Yalan'dan Uzak Durun

İbadet Hayatımız

Ramazan ayında ibadetlerimizin yerini bulması ve kabul olunması için dikkat etmemiz gereken hususlar nelerdir? Oruç ibadetinin faziletini elde etmek için nelerden kaçınmalıyız? Tuttuğumuz orucun kalitesini öğrenmek için kendimize sormamız gereken 3 soru...

Hüdâyî Hazretleri buyurur:

“Dili yalandan korumak gerektiği gibi, hâl ve davranışlarda da yalandan sakın­mak lâzımdır. Bilhassa Ramazan-ı Şerîfʼte bir-iki lokma terk etmeyi kâfî görmemeli, yalan ve gıybetten de titizlikle uzak durulmalı.”[10]

ŞU 3 SORUYU KENDİNİZE SORUN

Oruç tutmak; aynı zamanda Cenâb-ı Hakkʼın râzı olmadığı zâhir ve bâtın bütün haramlara karşı nefsin dizginlerini de sımsıkı tutmak demektir. Bunun için orucu, mideye ilâveten göze, kulağa, dile, kalbe, velhâsıl bütün uzuvlara tutturmak gerekir. Düşünmeliyiz ki, tuttuğumuz oruç;

  • Gözümüzü harama bakmaktan koruyor mu?
  • Kulağımızı yanlış sözler ve sesler dinlemekten muhafaza ediyor mu?
  • Bilhassa dilimizi yalan, iftira, gıybet, dedikodu ve boş sözlerden alıkoyuyor mu? Zira bu tip konuşmalara karşı âdeta bir “sükût orucu” tutmamız da elzemdir.

Bu hususta Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin şu îkâzı ne kadar mânidardır:

“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allâh’ın, o kimsenin yeme-içmeyi bırakmasına ihtiyacı yoktur.” (Buhârî, Savm, 8)

Dolayısıyla oruçta, ağza bir şey girmemesine dikkat edildiği gibi, ağızdan yanlış bir söz çıkmamasına da son derece dikkat edilmelidir. Bu yanlış kelâmların başında ise “gıybet” gelir.

Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, oruçlu iken gıybet eden iki kadın hakkında;

“Bunlar, Allâh’ın helâl kıldığı şeylerden kendilerini tuttular, onlara karşı oruçlu oldular; haram kıldığı şeylerle de oruçlarını açtılar. Birbirinin yanına oturup, insanların etlerini yemeye (gıybet etmeye) başladılar.” buyurmuştur. (Ahmed, V, 431; Heysemî, III, 171)

Hak dostlarından Abdullah Dehlevî Hazretleriʼnin oruçlu olduğu bir gün, yanında sultânı kötülediler. Hazret:

“–Eyvah, orucumuz bozuldu!” buyurdu. Bir talebesi:

“–Efendim, siz gıybet etmediniz ki!” dediğinde ise:

“–Evet, biz gıybet etmedik, ama dinledik. Gıybette, söyleyen de dinleyen de aynıdır.” buyurdu.

Yani gıybetin bir esintisi bile, orucun feyz ve rûhâniyetini zedeliyor. Hâlbuki müʼmin, sâlih amellerin edâsı için gösterdiği gayreti, o amellerin Allah katında makbul olması ve ecrinin zâyî olmaması için de göstermek zorundadır.