Rahmeti İlahiyyenin En Büyük Eseri

Hikâyeler

Hazreti Mevlânâ Mesnevi'de rahmet-i ilâhiyyenin en büyük eserinin gönül olduğunu söylüyor.

Mesnevî: “Aşkın sesi gelince ölmüş rûhlar kanat çırpmaya, ölüler beden kabrinden baş kaldırmaya başladılar.” (c.4, 840)

Peygamber ve velîler, bir âb-ı hayattır. Onlarla katılaşmış ölü ruhlar dirilir, zindeleşir.

Mesnevî: Ey heveskar insân! Şunu iyi bil ki, rahmet-i ilâhiyyenin en büyük eseri, gönüldür. Onun dışındakiler, bu büyük eserin gölgesi mesâbesindedir.” (c.4, 1362)

“Ağaçlar arasında bir dere akıp gider. Onun berrak suyunda iki tarafın ağaçlarının akislerini görürsün.”

“Su içine aksedip görülenler, hayâlî bir bağ-bahçedir. Asıl bağ ve bahçeler, gönüldedir. Çünkü gönül, nazargâh-ı ilâhîdir.” (c.4, 1364-1365)

NAZARGÂH-I İLAHİ

Kalbin, bir nazargâh-ı ilâhî olduğunu unutmamak lâzımdır. Zîrâ rivayete göre Cenâb-ı Hak, “Yere ve göğe sığmam; Ancak ben mümin (bir) kulumun gönlüne sığarım.” buyurmuştur. (Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, II, 195) Yûnus Emre bu gerçeği ne güzel şerh eder:

Gönül, Çalabın tahtı

Çalab gönüle baktı

İki cihan bedbahtı

Kim gönül yıkar ise

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âb-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları