Peygamberlere Saygımızı Nasıl Gösteririz?

Sorularla İslam

Allah’ın en seçkin kulları olan Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ve diğer peygamberlere sevgi ve saygımızı nasıl ifade edebiliriz veya gösterebiliriz?

Bilindiği gibi, Peygamberler, Allah’ın en seçkin kullarıdır. Cenab-ı Hak onları, emir ve yasaklarını insanlara duyurmak üzere görevlendirdiği mübarek zatlardır. Bütün Peygamberlere, ayırım yapmadan inanmak ve saygı göstermek gereklidir.

PEYGAMBERLERE SAYGI VE HÜRMET

Peygamberlerden (s.a.v.) birinin adı anıldığında, Selam ile anılır. Mesela, İbrahim (as.), İsa (as.) gibi.

Peygamberimizin (s.a.v.) adı anıldığı zaman, ona salatüselam getirilir. “Muhammed Sallallâhü aleyhi ve sellem” veya “aleyhi’s-salâtü ve’s-selam” denir.

Peygamberimizden (s.a.v.) başkası salatüselam ile anılmaz. “Ömer aleyhi’s-salâtü vesselâm” veya “Ömer aleyhi’s-selâm” denmez. Ancak Peygamberimizle (s.a.v.) birlikte anıldıkları zaman “Allah Teala, Muhammed’e ve O’nun âl ve Ashabına salat ve selam buyursun” anlamına gelen “Sallallahu aleyhi ve alâ alihi ve sahbihi” denir.

Cenab-ı Hakk, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimize (s.a.v.), salatüselam getirmemizi emretmekte ve şöyle buyurmaktadır:

“Allah ve melekleri Peygambere çok salat ederler. Ey Müminler! Siz de ona salat ve tam bir teslimiyetle selam edin.” (33/Ahzab, 56.)

Allah’ın salat etmesi, rahmet etmesi demektir. Meleklerin salatı, Peygamberin şanını yüceltmek ve Müminlere Allah’tan af dilemektir. Müminlerin salat etmesi ise dua etmeleri demektir.

Peygamberimize salatüselam getiren kimseye Cenab-ı Hak rahmet eder. Peygamberimiz buyuruyor:

“Her kim bana salavat getirirse, Allah Teala o kimseye on rahmet eder.” (Müslim, “Salât”, 17.)

Yine Peygamberimiz (s.a.v.),

“Günlerinizin en faziletlisi Cuma günüdür. O günde bana çokça salatüselam getirin. Çünkü sizin salat ve selamlarınız (melekler aracılığıyla) bana sunulur.” buyurdu. Ashab:

—Ey Allah’ın Resulü, getirdiğimiz salatüselamlar, size nasıl arz olunur, hâlbuki siz çürümüş bulunacaksınız, dediler. Peygamberimiz,

—Allah Teala, Peygamberlerin cesetlerini yeryüzüne haram kılmıştır (yani onların cesetleri çürümez), buyurdu. (Nesâî, III, 91.)

Abdurrahmân İbn Ebî Leylâ (ra.) şöyle demiştir:

—Bana bir kere Ka’b b. Ucre karşı geldi ve dedi ki:

—Ey İbn Ebî Leylâ! Peygamber’den (sas.) işittiğim bir salatüselamı sana hediye edeyim mi? Ben de:

—Evet, onu bana hediye et, dedim. Ka’b:

—Biz bir kere Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’e:

—Ya Resulallah, Ehl-i Beytine has olarak sana nasıl salat edelim? Çünkü Allah bize yalnız size nasıl selam edeceğimizi öğretti, dedik. Resulullah bize:

—Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin Kema Salleyte alâ İbrahime ve alâ âl-i İbrahime inneke hamidün mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin kema bârekte alâ İbrahime ve alâ âl-i İbrahime İnneke hamidün mecîd, deyin. (Buhârî, “Bed’ul-halk”, 9.) buyurdu.

Salatüselam Allah rızası için getirilir. Dünya ile ilgili bir çıkar için getirilmez. Bir satıcı malını müşteriye gösterirken “Sübhânallâh” der veya Peygamberimize (s.a.v.) salatüselam getirir ve bununla da malını beğendirmek isterse, bu mekruh olur. Çünkü bu tesbih ve salatüselam, Allah rızası için değil, mala revaç sağlamak için söylenmiş olmaktadır.

Peygamberimize (s.a.v.) salat ve selam getirmek, Kıyamet gününde ona yakın olmaya ve şefaatine ermeye vesile olur.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet