Peygamberimizin Himayesinde Yetişen Çocuk

Sahabiler

Peygamber Efendimiz’in yetiştirdiği nesil, kimi tebliğ ve cihat meydanında, kimi ilim ve tefsir vadisinde, kimi hadis ve fıkıh sahasında İslâm’ın kök filizlerine can suyu oldular.

Resûlullâh Medine’ye teşrif buyurduklarında kadın-erkek bütün Ensâr-ı Kiram, kendisi ne birtakım hediyeler takdim ediyorlardı. Ümmü Süleym (r.a.) ise verecek bir şeyi olmadığı için mahzun oluyor, üzülüyordu. Daha sonra oğlu Enes’in elinden tutup Allah Resûlü’ne geldi ve;

“–Yâ Resûlâllah! Enes size hizmet etse münasip görür müsünüz?” dedi. Peygamber Efendimiz de kabul buyurdular. (Semhûdî, I, 271)

On yaşındaki bir çocuğun, Efendimiz’e çok önemli bir hizmette bulunamayacağı açıktır. Fahr-i Kâinât Efendimiz; -Allâhu a‘lem- Hazret-i Enes’i terbiyesine alarak, ümmetine evlât yetiştirmenin ulvî ölçülerini bu vesileyle de aktarmayı arzu etmiş ve samimî bir annenin ricasını bu sebeple kabul etmiştir.

Nitekim Hazret-i Enes (r.a.), Efendimiz’in; çocuklara şefkat ve muhabbetini ve bu muhabbet içerisinde onlara doğruluk, sadâkat, teslîmiyet, gönül huzûru gibi ahlâkî vasıfları nasıl aşıladığını misal misal aktarmıştır.

ENESÇİK

İşte onlardan bir misal:

Enes (r.a.) anlatıyor:

“... Resûlullah bir gün beni bir yere gönderdi. (...) Yola çıktım, sokakta oynayan çocukların yanlarına vardım (ve orada oyalandım). Derken Allah Resûlü, arkamdan gelerek ensemden tuttu. Dönüp baktığımda gülümsüyordu.

«–Enesçik! Söylediğim yere gittin mi?» diye sordu.

«–Hemen gidiyorum yâ Resûlâllah!» dedim.” (Müslim, Fedâil, 54)

Efendimiz, çocuğa bir vazife veriyor, neticeyi takip edip, muhabbetle itaatini sağlıyor. Gönül alıcı sözlerle, şefkatle hitâp ediyor. Alâka göstererek, ensesine dokunarak çocuğu olgunlaştırıyor, muhabbet ve sadâkatte zirveleştiriyor.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nesil Endişesi, Erkam Yayınları